Dünya Dursun

Yoga ve Mandala Eğitmeni

Ferdiye Yurdakul

Son birkaç senedir hepimiz, kendi kendimizle kaldık. “Günlerce, haftalarca evlerimizde nasıl kalırız?” diye düşündük durduk.

 

Kafelere gidememek, restoranlarda keyifle yemek yiyememek, sevdiklerimizi görememek, işlerimizi yapamamak durumlarını kabul etmek… Düşündük ki olmaz böyle şey, olamaz. Çünkü, alışmıştık.

 

Her gün sevsek de sevmesek de işimize gitmeye, onlarca insanla tokalaşmaya, alışveriş yapmaya, trafikte saatlerce gideceğimiz nokta için beklemeye, anlamlı anlamsız bağırmaya, yüksek sesle konuşmaya, değer verdiğimiz dostlarımızla görüşmeye, kendi egomuzla boy göstermeye alışmıştık.

 

Evet, tüm bunları yaşamış kişiler olarak şimdi, sessiz kalalım ve hissedelim. Yaşamı tüm varlığıyla hissedelim. Ölüm varken yaşam daha çok biliniyor. Şu anki durumu, kabul edelim. Varsın duruyorum desin, dursun Dünya!

 

Kendimizle Savaşmayalım!

 

Savaşmayalım kendimizle, didişmeyelim çok yakınımızdakilerle, barışalım doğayla, en yüce güç olan ‘Toprak Ana’yla. Sarılalım kendimize, sarılalım yaşama. Ne kaybederiz ki? Bugün yaşadığımız durumu pozitife çevirelim.

 

Oturalım balkonlarımızda, boş boş aşağıyı seyredelim. Bu güzelim adamızdaki en güzel mevsimi karşılamaya hazırlanalım. Yemyeşil çerçeveyi, o çerçevenin içindeki sarı, kırmızı, pembe, mavi… renkleri seçmeye çalışalım.

 

Örneğin, bu sefer de kendi kendinle randevulaş, müzik dinle ruhuna iyi gelsin diye, kahve iç kendinle karşılıklı, uzun zamandır alıp alıp da kitaplığında biriktirdiğin o çok değerlilerini okumaya başla ve bitir. Kitabın ilk sayfasının açılmasıyla son sayfasının kapanmasındaki heyecanı, sevinci yaşa.

 

Sessiz Kal / Kendine Dön

 

Doğadaki yürüyüşümüzü yapalım her gün. Oksijene ihtiyacımız olduğunu tekrar tekrar hatırlayalım. Kendimize dönelim, içimizi hissedelim, daha çok değer verelim kendi yaşamımıza. Nefesimizi hissedelim derinlerde.

 

Derinlere gittikçe sessizleşip tek olalım. Barışalım kendimizle, tekrar tanışalım, sevelim ben olanı, özümüzü. Belki, kendimizi sevdikçe, doğayla karşılıksız bir ilişki kurdukça, doğa da döner yüzünü bizden tarafa. Güzelliklerini gösterir;  kötülüklerini içinde eritir, yok eder.

 

Dünü Unut Gitsin

 

“Ben, yapamam.” demektense dünün nasıl olduğunu unut gitsin. Bugünü yaşa. Bugün, belki de bir sonraki dönemlerde de hep bugünü yaşatacaktır. Anda kalmaya çalış.

 

Şikayet etmenin yerini, şükür; sevgisizliğin yerini şefkat; aceleciliğin yerini sabır alsın. Zamanla değiştirdiğimiz, dönüştürdüğümüz her duygu, alışkanlığa dönüşsün; fakat bizim için güzel, paha biçilmez alışkanlıklar olsun bunlar.

 

Korkmak Yok

 

Yaşa ve yaşa… En kötü durumlarda bile en güzel duygularını ortaya çıkar ve onları yaşa; yapabildiğin ölçüde. Kötüye de iyiye de anlam yükleyen bizler olduğunu sakın unutma. Güzel anlamlar yükle siyaha ki siyah asilliğini kazansın.

 

Gülümse karşındaki suratsıza ki senden sonra aynaya bakmaya ihtiyaç duysun ve baksın da. Sev, sev ki sevgisizlikler, hastalıklar, korkular, kimsesizlikler yok oluversin. Korkusuz ol, korkakça yaşama bu kısacık, anlam yüklersen anlam kazanan Dünyayı.

 

Dünya, sanıldığı kadar muhteşem de değil; bilindiği kadar zor da değil. Biz, hangi anlamı yüklersek, o oluverir bir anda. Korkma ki dünya da yaşanılabilir bir konumda olsun. Korkma, özgürleş kendinden ki güzellikleri gör. Hep bir bahanen olsun daha anlamlı yaşamak için, daha çok hissedebilmek için, daha sakin kalıp doğayı dinleyebilmek için.

 

Doğa Fısıldıyor

 

Doğa, bize ne fısıldıyor? Neye ihtiyacı olduğunu dile getirmeye çalışıyor? Bu soruların cevaplarına ulaşabilmek için zihnimizi susturmaya; kalbimizi dinlemeye hazırlanmalıyız bugünlerde. Bugüne kadar bir şekilde dinleyemediğimiz doğa, bizi bekliyor, duyarlılığımızı görmek için sabırsızlanıyor. Tüm insanlığı, sağlıklı, sevgi dolu bir dünya için bu duyarlılığa ‘sevgiyle’ davet ediyorum!

 

8 – 10 YAŞ GRUBU YOGA PRATİĞİ

 

Giriş Bölümü

 

Öncelikle, çocuğunuzu selamlayın. Onu matının üzerine bağdaş kurmaya davet edin. Nasıl olduğunu sorun. Bağdaş kurun ve matlarınıza oturun. Başparmağınızı ve işaret parmağınızı birleştirin ve dizlerinizin üzerine koyun. Burnunuzdan derin bir nefes alın. Bu nefesi verirken gırtlağınızdan arı gibi ses çıkarın. Arı nefesini beş kez tekrarlayın. Bu nefesle matlarınızın üzerinde oldukça sakinleştiniz.

 

Isınma

 

Isınma hareketlerini yapmak için çocuğunuzu yavaşça ayağa kaldırın. Biraz yanlara, öne ve geriye doğru uzama hareketleri yapın. Kaslarınızı uzatırken ısındınız.

 

Dragon Gökkuşağı Oyunu

 

Matlarınıza geri dönün. Bacaklarınızın arasına oturun. Nefes alın. “Nefes ver!” dediğinizde, diliniz dışarda ve gözleriniz iki kaş arasına baksın. Bu hareketi onar kez tekrar edin. Böylece, iyice ısınmış oldunuz.

 

Gelişme Bölümü

 

Yoga kartlarını bir keseye koyup karıştırın. Çocuğunuzla ikili eş olun ve ondan bir kart seçmesini isteyin. Karttaki asanaya yeni bir ad bulmasını ve size ( eşine ) o asanayı yeni adıyla tanıtmasını, duruşu göstermesini isteyin. Bir taraftan da birlikte yeni adıyla tanıdığınız asananın orijinal adını da hatırlayın.        ( Ad Bulma Oyunu ) Böylece, bugüne kadar seanslarda deneyimlediğiniz asanaları birbirinize tanıtma ve gösterme cesareti gösterdiniz.

 

Sonuç Bölümü

 

Çocuğunuzdan matına uzanmasını isteyin. Beşer kez balon nefesi almasını söyleyin. Sessizlikte kaldığınız için daha da rahatladınız. Kısa bir süre sonra, çocuğunuzu şavasanadan uyandırın. Matına uzanmasını ve ayaklarını kendine doğru çekip ayaklarına sarılmasını isteyin.  Çocuğunuza cesaretinden dolayı teşekkür edin. Sonra da o, size teşekkür etsin ve dersi bitirin.