Çocuğunuzu Psikoloğa Götürürken Ne Söylemelisiniz?

Klinik Psikolog

Naife Sevdalı

Her çocuk, doğumdan yetişkinliğe kadar belli bir düzende ilerleyen gelişim aşamalarından geçmektedir.

 

Çocuğun gelişiminin bir aşamadan diğerine geçme hızı ise çevresel, genetik ve kültürel faktörler tarafından belirlenebilmektedir. Bu aşamalardan geçen çocukların duygu ve deneyimlerini ifade edebilmesi bazen zorlu bir süreç olabilmektedir. Bu noktada ise, çocuk psikolojisi önemli bir rol oynamaktadır.

Çocuk psikolojisi ‘çocukluktaki gelişimi alt bilinç ve bilinç düzeyinde’ incelemektedir. Buna bağlı olarak çocuk psikologlarının bir çocuğun ailesiyle, kendisiyle ve dünya ile nasıl iletişime geçtiğini gözlemleyerek zihinsel gelişimlerini anlamaya çalışmaktadır.

 

Yetişkinler, gündelik hayatta karşılaştıkları , aile ve iş ilişkilerindeki problemlerle bazen başa çıkmakta zorlanabilmektedirler. Buna bağlı olarak, günümüzde birçok bireyin bu zor durumlar karşısında kendini iyi hissetmediği noktada profesyonel destek alma ihtiyacı doğmaktadır.

 

Yetişkinler gibi çocuklar da kendi dünyalarında, aileleriyle, okullarıyla ilgili zorluklar yaşamaktadırlar.

 

Çocukların hayatlarında zorlandıkları süreçlerle ilgili başa çıkabilmeleri için profesyonel yardım alma kararı veren ailenin çocuğa bu süreci anlatması da en az süreç kadar önem taşımaktadır.

 

Peki, psikoloğa gidecek olan çocuğa ne söylenmeli?

 

Her ne kadar, psikologla ilk görüşmeye gitmeden önce çocuğa ne söyleneceği yaş gruplarına göre biraz farklılık gösterse de her yaş grubunda önemli olan nokta, çocuğa karşı dürüst olmaktır.

 

Çocuğa gidilecek yer ile ilgili kesinlikle yalan söylenmemelidir.

 

Çocuk psikoloğuna gitmeden önceki gün, çocuğunuza mutlaka hangi gün, hangi saat aralığında ve nereye gideceğiniz hakkında bilgi vermeniz gerekmektedir. Bu süreçte, çocuklarınıza karşı açık, net ve doğru bilgi vermeye özen gösterin.

 

Özellikle net olmayan, çocuğun kafasında soru işareti oluşturacak veya onun güvenini sarsacak ‘Bir arkadaşıma gidiyoruz, bir öğretmene gidiyoruz, misafirliğe gideceğiz, doktor abla/abiye, gittiğin zaman görürsün” gibi söylemler veya hiçbir bilgi verilmeden çocuğun bir anda kendini psikoloğun odasında bulması çocukta büyük bir güvensizlik ve kaygı yaratabilmektedir. Bu durum çocuğun anne — babasına güveninin azalması ile birlikte çocuk psikoloğu ile kuracağı bağı da olumsuz etkileyebilmektedir.

 

Üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan biri ise, bu açıklama çocuğun yaş düzeyine uygun, çocuğu suçlamayan, onun gibi başka çocuklarla da görüşen bir uzmana gideceği söylenmelidir.

 

Gerekirse çocukla birlikte ebeveynlerin kendilerinin de, hep beraber bazı konular hakkında danışacakları, yardım alacakları açıklanmalıdır. Dolayısı ile çocuk ve gencin içerisinde bulunduğu yaş dönemine göre bu sorunun cevabı değişmektedir.

 

Çoğunlukla aileler, çocukları ile ilgili gözlemledikleri problemleri çocuklarından gizlemeye çalışmaktadırlar. Fakat çocuklar hangi yaşta olurlarsa olsunlar genellikle çevresinde ve kendilerinde olup bitenlerin duygusal olarak farkındadırlar. Yani, genel olarak kendilerinde bir sorun olduğunun bir şekilde farkındadırlar. Dolayısı ile psikolojik destek ile ilgili çocuğa açık, net ve doğru bilgi vermek çocuğun da alacağı psikolojik destek sürecini sahiplenmesini sağlamakla birlikte tedavi sürecini olumlu bir şekilde etkilemektedir.

 

İlk olarak, okul öncesi olan yani küçük yaşta olan çocuklara psikoloğa gitmek ile ilgili anlatımın kısa, anlaşılır ve net olması çocukta daha sonra ortaya çıkabilecek kafa karışıklıklarını önleyecektir.

 

Küçük yaş çocuklara yaklaşırken, onların canlarını sıkan bir durumla ilgili ya da aileleri olarak bazı noktalarda çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili bilgi almak için biriyle görüşeceklerini, orada hep birlikte sohbet edip oyun oynayabileceklerini belirtmeleri yeterli olacaktır.

 

Örneğin, “Yarın seninle sohbet etmek ve oyun oynamak için birlikte bir yere gideceğiz. Buradaki abla/abi ile istediğin gibi sohbet edebilir, ona istediğini anlatabilir ve birlikte oyun oynayabilirsiniz” gibi bir açıklama yapmak yeterli olacaktır.

 

İkinci olarak, okul çağındaki çocuklar okul öncesi çocuklara göre kendileri ve çevre hakkında daha bilinçli ve farkında oldukları için psikoloğa gitmeden önce, psikoloğa gitmekle ilgili ne bildiklerini sormak ve onlarla bu konu ile ilgili sohbet etmek uygun olacaktır.

 

Daha sonra ise, çocuğa yaşamış olduğu sıkıntı ile ilgili daha iyi hissetmesi ve bu sıkıntıların azalması için biriyle görüşüp, burada oyun oynayıp biraz konuşabileceği aktarılabilir. Örneğin, “Yarın seninle bir psikoloğa/terapiste gideceğiz. Buraya gitmemizin sebebi ise, her yetişkin gibi çocuk da arada sırada kendi başına baş edemediği onu üzen veya stres yaratan bazı sıkıntılar veya problemler yaşayabilmektedir. Dolayısı ile psikologlar da senin yaşadığın problem gibi birçok farklı sebebe bağlı olarak sorunlar yaşayan çocuklara yardımcı olmaya çalışırlar’’.

 

Gideceğimiz psikolog bize ‘’kaygıların/ korkuların/ okulda yaşadığın problem/ evde yaşadığın problem/ asansör kullanamaman/ ışık kapalı uyku uyuyamaman/ arkadaşlarınla yaşadığın sıkıntılar vb. konusunda sana seninle sohbet veya oyun oynayarak yardımcı olmaya çalışacak.” gibi bir açıklama yapılabilir.

 

Son olarak, ergenlerde ise durum biraz daha farklıdır.

 

Bazı ergenler yaşadıkları zorluklar karşısında kendi istekleri doğrultusunda psikologla görüşmek isteyebilmektedirler.

 

Diğer bir taraftan bazı ergenler ise yaşadıkları problem karşısında problemleri kabul etmemekle birlikte psikoterapiye direnç gösterebilmektedirler. Bu gibi durumlarda birçok aile çocuğuna baskı uygulayarak psikoterapi sürecine katılması için zorlamaktadır.

 

Bu aşamada çocuk psikolog ile görüşme konusunda kesinlikle zorlanmamalıdır.

 

İlk olarak, çocuğa bir psikologdan neden destek alacaklarını ve psikolog ile yalnız konuşabileceği açıklanmalıdır.

 

Örneğin, “Evde yaşadığımız tartışmalar ile ilgili bir psikologdan yardım almak istiyorum. Seni daha iyi anlamak ve kendini daha rahat hissetmen için terapist seninle yalnız da konuşacaktır. Eğer sen de istersen randevu alıp, görüşmeye gidebiliriz” gibi bir açıklama yapılabilir.

 

Bu açıklamalardan sonra, eğer hala çocuğunuz ısrarla terapi sürecine katılmak istemiyorsa, onu zorlamak yerine psikoloğunuz ile bir ön görüşme yaparak süreci nasıl yönetmeniz gerektiği konusunda destek almanız her iki taraf için daha faydalı olacaktır.

 

Son olarak dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir nokta ise, çocukların psikolog ile görüşmeden önce ailelerin çocuklarından beklentileridir.

 

Birçok anne ve baba çocuklarına psikoloğa her şeyi anlatmalarını, bir şey saklamamalarını ve dertleşmelerini önermektedir.

 

Unutulmamalıdır ki, bu süreç çocuklar için çok kolay değildir.

 

Önemli olan devam eden terapi süreci içerisinde çocuk ve psikolog arasında güven bağının kurulmasıdır.

 

İlk seanstan, çocuğun içerde daha önce hiç görmediği tanımadığı bir insana hayatı ile ilgili her şeyi anlatması gerektiği gerçekçi ve doğru değildir.

 

Çocuk bu süreç içerisinde kendisini hazır ve güvende hissettiği zaman kendiliğinden istediği konular hakkında psikoloğu ile konuşmaya başlayacaktır.

 

Sonuç olarak, çocuğu psikolog görüşmesine getirmeden önce yaşına uygun olarak yapılacak net ve doğru açıklama, çocuğun bu yeni ortamda kaygısının azaltılmasına yardımcı olacağından oldukça önemlidir.