Eğitim Uzmanı  ve Danışmanı

Ayşe Hunat Öztoprak

Eğitimin bence birbirini takip eden ve iç içe girmiş sarmal bir yapı halinde üç aşaması var.

 

İlki bireye temel akademik bilginin kazandırılması, ikincisi bireyin kendi kendine öğrenen ve kendi iyilik halinden sorumlu olabilecek bilince kavuşturulması ve üçüncüsü, içerisinde yaşadığı toplumu olumlu yönde dönüştürecek yapıcı eylemlerde bulunması.

 

Son aşama eğitimin doğal bir uzantısı bence ama 21.yüzyıl eğitim felsefesinin de özet tarifi aynı zamanda. “Yeniden Kurmacılık”, isminden de anlaşılacağı üzere bireyin kendi gelişimini sağladığı kadar toplumun eğitim eliyle her seferinde yeniden yapılandırılmasını ifade ediyor.

 

Kökeni Pragmatizm ve Varoluşçuluk Felsefelerine dayanıyor ama bizim bu ay ki konumuz felsefesinden ziyade şu an ki hayata yansıması, yani Sosyal Sorumluluk Projeleri.

Sosyal sorumluluk projeleri, toplumsal sorunlar veya dezavantajlı gruplar için, kişisel olarak ya da bir araya gelerek grupça yapılan engelleme, çözüm üretme, dikkat çekme gibi faaliyetleri kapsar. Sıklıkla çevre sorunları, ekonomik problemler, kültürel veya sosyal konular, eğitim sorunları, fırsat eşitsizliği gibi alanlarda yapılan çalışmalarla karşılaşıyoruz.

 

Tek bir cümle ile tarif edecek olursak, toplum dinamiklerini harekete geçirmeyi amaçlayan toplumsal dayanışmayı ve duyarlılığı yansıtan etkinliklerdir.

 

En önemli özellikleri ise toplumsal gereksinimlere cevap vermeleri ve bir çıkar ya da kazanç elde etme gibi hedeflerinin bulunmamasıdır.

 

Okullarda yapılan sosyal sorumluluk projelerinin amacı çocuklarda farkındalık yaratırken toplumsal fayda sağlamaktır.

 

Projeler deneyimsel öğrenmeye (Aralık ayı yazıma bir göz atın) örnek teşkil eder çünkü ne kadar anlatılırsa anlatılsın, çocuğun kendi deneyimlemesi ile elde ettiği farkındalık kıyaslanamayacak ölçüdedir. Çocuk farklı insanlarla, hayatlarla tanışır, araştırır ve hepsinden önemlisi empati kurar.

 

İnsanlara yardım ederek zenginleşmeyi öğrenir. Proje aşamasında ekip çalışmasını, organize olmayı, iletişimi, kendini disipline etmeyi öğrenir. Başkalarına yardım ederken aslında kendine yardım eder.

 

Sosyal sorumluluk projelerinin çocukların ve gençlerin sosyal duygusal gelişimlerine önemli katkısı vardır.

 

Sahip oldukları karakteristik özellikleri güçlendirirken bir yandan da yenilerini kazanırlar.

 

Sorumluluk almayı öğrenirler ve görev bilinçleri gelişir. Ben merkezcilikten sıyrılıp farklılıkları fark edebilme ve saygı duymayı öğrenirler.

 

Değişimin kaynağı olduğunun farkındalığı özgüveni arttırır, duygusal olarak güçlenirler. Yardım ederek veya faydalı işlerin bir parçası olarak yaşanılan tatmin duygusu iç huzuru beraberinde getirir. Toplumsal eksiklikleri giderecek yapıcı eylemleri kendi hayatlarına taşıyarak yetişkinliğe hazırlanırlar.

 

Sosyal sorumluluk evde başlar ve çocuklarımızı dünya vatandaşlığına hazırlar. Çocuğum daha çok küçük demeyin ve başlayın;

 

• Erkenden başlayın. Daha bebekken bile sizin dünyaya yaklaşımınızı gözlemliyorlar ve kaydediyorlar. Çok erken diye düşünmeden hemen başlayın.

 

• Çocuğunuzun tutkularını geliştirin ve teşvik edin. İster üç yaşında hayvan barınaklarını ziyaret ederek kedi ve köpeklere mama götürün, ister beş yaşında balinaları kurtarmaya gidin ama gidin. Genç yaştaki kişisel tutkular, başka canlılar için teşvik edilen empati ve girişimcilik ruhu ile birleştiğinde, sorumluluk duygusunun DNAlara işlemesine sebep olur.
• Fark yaratma fırsatı verin. Çocuklarınızla katılacağınız projeler bulun, aşevlerini ziyaret ederek yemek dağıtın veya toplu plaj temizliğine katılın yahut yardım yürüyüşünde yer alın ama aktif katılım sağlayın. Değerlerinizi, tutkularınızı paylaşın sizin için niye önemli olduğu hakkında konuşun.

 

• İnandıkları için maddi destek yaratmanın önemini öğretin. Miktarın önemi yok çünkü hiç bir kaynak küçük değildir. Yerel bir hayır kurumuna katkıda bulunmanız amaç için çalışan kadın ve erkeklerin gününü güzelleştirecek ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak.

 

• Yaptığınız her işte nazik ve cömert olun. Toplumun nazik ve sorumlu bir bireyi olmanın, bir yaşam biçimi olduğunu çocuğunuza öğretin. Sosyal sorumluluk evde başlar ve çocuklarımızı giderek birbirine bağımlı hale gelen dünyamızda küresel vatandaş olmaya hazırlar.

 

Yardım etmenin inanılmaz hafifliğini deneyimlemedikçe bilemezsiniz. Bu fırsattan yoksun bırakmayın çocuklarımızı ve bir şekilde tecrübe etmelerini sağlayın.

Camp Cyprus çocuklara ve gençlere deneyimsel öğrenme fırsatları sunarken sosyal sorumluluk projelerine geniş yer verir.

 

Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projeleri arasında Alagadi Plajı’nın toplu temizliği, park mobilyalarının boyanması, Kıbrıs kültürünün tanıtımı, bağımlı çocukların varlığına dikkat çekmek için kil çalışması, yaşlıların ziyareti, kitap okuma etkinlikleri, fidan dikimi, Girne Limanı temizliği, Hope for Pets ziyaretleri, ilkyardım eğitimi, carettaların denize salımı, devlet hastanelerine malzeme alımı için para toplama  vb etkinlikler yer aldı…

Gelecek programlar için @campcyprus’ı takip edin.

 

Siz de çocuğunuzla birlikte değişimin parçası olmak, faydalı olmak ve bunların getirdiği mutluluğa ulaşmak için kendinize yakın bulduğunuz, ilgilenmek veya gelişim göstermesini istediğiniz bir projenin gönüllüsü olun.