Nedir Bu Asperger?

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten

Asperger Bozukluğu, her ne kadar 2013 yılında resmi psikiyatrik tanılar arasından çıkarılmış olsa da, birçok psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilen bazı olgular “Asperger” şeklinde tanılanmaya devam etmektedir.

 

Asperger Bozukluğu tanısının çıkarılmış olması, bu tanının yok olduğu anlamına gelmemekte, çoğu olgunun Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı altına girmesine ya da bazı problemleri olmasına rağmen herhangi bir tanı almamasına neden olmaktadır.

Asperger Bozukluğu, genellikle dil ve konuşma gelişimi normal ilerlemesine rağmen, sosyal iletişimsel alanda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı hareketlerle kendini gösteren bir grup gelişimsel farklılıktır.

 

Çocuk yaş grubunda belirtiler dikkat çekmeye başlar. Özellikle çocukların sosyalleşmeye başladıkları 3 yaş ve sonrasında, diğerleri ile anlamlı ilişkiler kuramama, kendi ilgi alanlarına dönüklük ve hafif gelişimsel gerilikler (ince ve kaba motor beceri geriliği) ile kendini gösteren, ilkokul çağında akranlarının sözel olmayan iletişim işaretlerini algılamakta zorlanma, şakaları, mecazi kavramları ve deyimleri, dilin sözlü olmayan mimik, jest gibi parçalarını öğrenmekte zorlukla göze çarpması tipik özellikleridir.

 

Asperger Bozukluğu olan çocuklarda küçük yaşlardan itibaren fark edilen gelişimsel farklılıklar özellikle ilkokul döneminde oldukça fazla sorun oluşturmaya başlar. Bu çocuklar ya kendi dünyalarında, ilgi alanlarıyla meşgul olup iletişimden kaçınırlar ya da iletişim kurmak isteyip, çaba göstermekte, ancak beceri zayıflıkları nedeniyle engellenmekte ve ardından bazen davranış sorunlarına yönelmektedirler.

 

Sosyal alanda kendini gösteren farklılıklara genellikle başka klinik özellikler de eşlik eder. Bu çocuklar genellikle değişime direnç gösteren ve aynılıkta ısrar eden çocuklardır.

 

Kurallara aşırı bağlı olabilirler ve sadece kendileri değil, herkesin bu kurallara esnemeden uymasını isterler.

 

Zaman zaman gösterilmesi gereken esneklikleri anlamakta zorlanır ve durumu bir kaosa çevirebilirler.

 

Genellikle kaygılı çocuklardır. Yeni bir ortama girmeleri, farklı insanlarla tanışmaları gerektiğinde yoğun kaygı hisseder, kaygıyı yönetmekte zorlanır ve hareketlilik artışı, davranış sorunları ya da tekrarlayıcı hareketler gibi belirtiler ortaya çıkarırlar. Bu çocukların takıntılı özellikleri aileleri ve çevre tarafından kolayca hissedilir.

 

Düşünce biçimleri katı ve değişime dirençlidir.

 

Bazen günlük işlevselliklerini önemli düzeyde engelleyen takıntılar tabloya hakim olabilir.

 

Asperger Bozukluğu olan çocukların genellikle görsel-uzaysal algılaması güçlüdür. Nesnelerin mekanik özelliklerini, yer ve yön ile ilişkili kavramları hızlı öğrenirler.

 

Birçoğunun ezberleme becerisi çok iyidir, hafızasının genellikle güçlü olduğu gözlemlenir.

 

Asperger Bozukluğu olan çocukların bazılarının belli alanlarda çok güçlü yetenekleri vardır. Örneğin; coğrafyaya çok hakim olan, tarihle ilgili belli dönemlerin tüm ayrıntılarını bilen, çok detaylı resim çizebilen, sayısal kavramlarla ilgili güçlü becerileri olan çocuklar vardır. Bu güçlü özellikler bazı Asperger Bozukluğu olan bireylerin erişkin yaşamında sevdiği bir işe sahip olmasını ve bu konuda diğer çalışanların çok önüne geçip parlamasını bile sağlayabilir. Ancak her güçlü özellik aynı oranda avantajlı bir durum sağlamaz. Örneğin; hava durumu ya da araba markaları ile ilgili hafızasının çok güçlü olması onu diğerlerinin önüne geçirmez, hatta bazen bunlara fazla odaklanması sosyalleşmesini daha fazla engelleyebilir, hatta dışarıdan garip biri gibi görünmesine neden olabilir.

 

Asperger Bozukluğu olan çocukların büyük kısmında dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik, öğrenme bozukluğu, ince ve kaba motor becerilerde gerilik, organize olma güçlükleri gibi problemler görülür.

 

Okul döneminde özellikle dikkat ve öğrenme ile ilgili sorunlar, zekaları normal ya da normalin üzerinde olsa bile akademik başarılarını geride bırakabilir.

 

Dürtüsellik ve davranış sorunları, zaten iyi olmayan sosyalleşmelerini çok daha fazla bozup dışlanmalarına neden olabilir. Bu çocuklar farklılıkları nedeniyle okul yıllarında çoğu zaman akran zorbalığı ve dışlanmalara maruz kalırlar. Bu nedenle okul yıllarına dair anılarında olumsuz akran ilişkilerine bağlı temalar sıkça görülür.

 

Asperger Bozukluğu tanılı çocukların aileleri gelişimsel farklılıkları, çocukları büyüdükçe çok daha fazla hissederler. Çoğunlukla bu durum nedeniyle bir yanıt bulmak ve çocuğun zorluklarını azaltmak için yardım arayışına yönelirler. Özellikle küçük yaşlarda bazen belirtilerin çok göze çarpmaması nedeniyle bir sorun olmadığı söylenerek herhangi bir destek önerilmediği olur. Bu durum genellikle ailelerin kafasının karışmasına ve çocuğa nasıl yardım edeceklerini iyice bilememelerine neden olur.

 

5 yaşında bir erkek çocuğunu, ailesi son iki yıldır birçok uzmana götürmüş, diğer çocuklarla iletişim kurmadığını, kendi ilgi alanına giren konular dışında onunla sohbet etmenin mümkün olmadığını, oldukça takıntılı ve değişikliklerden hoşlanmayan bir çocuk olduğunu anlatmışlardı. Ancak yapılan değerlendirmelerde net bir tanı konulamamış ve sorun olmadığı söylenmişti. Bu durum ailenin kafasını iyice karıştırmış, sonrasında yardım aramaya devam etmişlerdi. Görüşmemiz sırasında babası, “bir sorun yok deniliyor ama bizce bir farklılık var, nedir anlamak istiyoruz” cümlesiyle bu durumla ilgili bilgilenmeye, anlamaya ve çocuğa yardım etmeye ihtiyaç duyduğunu çok güzel anlatmıştı. Bu ailelere yol göstermek ve çocuklara ihtiyaç duydukları desteği sağlayabilmek çok önemlidir.

 

Asperger Bozukluğu olan çocukların sosyal iletişimsel becerilerini güçlendirmek için sosyal beceri eğitimi, akademik başarılarının desteklenmesi için birebir eğitim desteği, gerekirse çocuğa göre planlanmış bir eğitim programı uygulanması gereklidir. Bu çocuklar için mutlaka bir çocuk psikiyatristi, psikolog, özel eğitim uzmanı ve diğer terapistlerle multidisipliner bir destek sağlanması gerekir.

 

Dikkat eksikliği ve öğrenme bozukluğu için ilaç tedavisi, davranış sorunlarının yönetiminde çocuk ve aile ile psikoterapötik çalışmalar sorunların kontrol altında tutulması ve çocuğun örselenmeden büyümesi açısından fayda sağlar.

 

Aileler Asperger Bozukluğunun doğuştan gelen bir durum olduğunu, beyin gelişimindeki farklılıklardan kaynaklandığını bilmelidir.

 

Genellikle aileler gerçek sebebini bilmedikleri problemleri, kendi hatalarının oluşturduğunu düşünmeye ve suçluluk hissetmeye eğilimlidirler.

 

Asperger Bozukluğu doğuştan gelen ve belirtileri çocuk büyüdükçe ortaya çıkan bir tanı grubudur.

 

Belirtileri tamamen değiştirecek ve sosyal iletişim becerilerini normale çevirecek bir ilaç ya da cerrahi yöntem yoktur. Ancak mevcut sorunlar çok yönlü yaklaşımlarla azaltılabilir.

 

Tedavide amaç çocuğun zayıf alanlarının desteklenmesi, güçlü yönlerinin ortaya çıkarılması, işlevsel hale getirilmesi ve ailenin sorunları yönetmesine yardımcı olacak becerileri onlara kazandırmaktır.