Prenses Peri

Anna Kibelana

 

Bir varmış bir yokmuş çok ama çok uzaklarda bir peri ülkesi varmış. Bu peri ülkesinin iyi kalpli bir kraliçesi ile cesur, dürüst bir kralı varmış.

 

Kral ve kraliçenin iki oğulları varmış. Son günlerde ülkede büyük ve heyecanlı bir bekleyiş varmış. Kral ve kraliçenin üçüncü bebekleri dünyaya gelecekmiş.

 

Kraliçe, prensesini kucağına almış. Bu müjdeli haber halka hemen ulaştırılmış. Peri ülkesinde büyük bir eğlence tertip edilmiş.

 

Minik prenses büyümüş ve tam bir yaşını doldurmuş. Prenses gülüyor, yürüyor hatta konuşuyormuş. Ama uçamıyormuş hala.

 

Kral ve kraliçe, doktor perilerle görüşmüş. “Biraz daha beklemek gerekiyor.” demiş doktor periler. Aradan bir yıl geçmiş, prenses hala uçamıyormuş. Kanatları son derece sağlam ve kendisi de  oldukça sağlıklıymış.

 

Bir gün, yaşlı bir peri gelip bebek on yaşını tamamlayana kadar her gün içirmeleri için bir şişe süt vermiş. Bir anda ortadan kaybolmuş bir daha da görünmemiş. Kraliçe her gün şişeden süt içirmiş ve şişe ertesi güne tekrar dolmuş. Yıllar hızla akıp geçmiş. Kimse prensesin uçamadığından bahsetmemiş.

 

Bir gün yaz mevsiminin ortasında havalar birden soğumuş. Periler şaşkınmış. Rüzgâr şiddetli esmiş, ağaçlardaki yaprakları yemyeşilken koparmış. Bu olaylar tam da prensesin doğum günü öncesinde yaşanmış. Prenses için yapılacak on birinci doğum günü partisi olumsuz havalar nedeniyle iptal edilebilirmiş. Sonunda kral ve kraliçe şu karara varmışlar. Parti her zamanki gibi bahçede yapılacakmış.

 

Pastalar, içecekler, balonlar, müzikler, hediyeler her şey günler öncesinden hazırlanmış. Kraliçe o sabah prensese sütü içirmek istemiş ama şişe boşmuş. Parti başlamış. Güneş parlıyormuş. Eğlenceler devam ederken hafif bir yağmur başlamış. Davetliler yağmura aldırmadan eğlenceye devam etmiş. Sonra yağmur biraz daha hızlanmış. Masalar, yiyecekler ve hediyeler şiddetli rüzgârla savrulmaya başlamış. Kral ve kraliçe partinin sarayda devam edeceğini duyurmuş. Her şey hızla saraya taşınmış. Misafirler de saraya girmiş.

 

Prenses bir an meydanda tek başına kalmış. Rüzgâr şiddetini azaltmış, yağmur yavaşlamış. Prensesin sarayda olmadığını fark eden kral ve kraliçe hemen dışarıya çıkmış. Prensesin koltuğu boşmuş. Prenses gökyüzünde kanatlarıyla bir o yana bir bu yana salınıyor, mutlulukla gülücükler saçarak uçuyormuş. Yıllarca sabırla bekleyen kral ve kraliçe onu böyle görünce çok mutlu olmuşlar.

 

Gökten üç şişe süt düşmüş. Biri güçlü olmak isteyen çocuğa, biri küçük danaya, biri de büyüse de hala sütü çok sevene….