Deneyimsel Öğrenme Aka Experiential Learning

Eğitim Uzmanı  ve Danışmanı

Ayşe Hunat Öztoprak

Adaya yerleştiğimden beri faaliyetlerini başlattığım ve sürdürdüğüm Camp Cyprus’ın alt metin yazılarında deneyimsel öğrenmeyi öne çıkarttığımı fakat ne olduğunu tam olarak açıklamadığımı fark ediyorum. İşte bu nedenle 2021’in son köşe yazısında uzun yıllardır uyguladığım, içselleştirdiğim ve çevremdekilerin bildiğini varsaydığım ancak tam olarak ne anlama geldiğinin bilinmediğini fark ettiğim deneyimsel öğrenmeyi ele alıyorum.

 

Deneyimsel öğrenme, 1980’lerde ortaya çıkmış ve öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini inceleyerek oluşturulan bir teoriye dayanıyor.

 

Dayandıran Psikolog David Kolb, çalışmalarını Carl Jung, John Dewey, Jean Paiget, Lev Vygotsky gibi eğitim dünyasında bilinen bilim insanlarının yaklaşımlarından yola çıkarak bütünsel olarak ele alıyor ve öğrenmeyi, deneyimin bilgiye dönüştürülme süreci olarak tanımlıyor.

 

Biliş, çevresel faktörler ve duygular dahil olmak üzere elde edilen deneyimin öğrenmeyi nasıl etkilediği üzerinde duruluyor.

 

Kişinin nasıl öğrendiğine dair bilgi sahibi olunması önemli

 

Öğrenme stilleri, doğuştan gelen özelliklerden ziyade kullanım sıklığına bağlı olarak oluşan alışkanlıklara veya bazı öğrenme biçimlerine yönelik tercihte bulunulmamasına bağlıdır.

 

Öğrenme stilleri ayrıca çevrenizdeki insanları tanımanıza fırsat sağlar. Benim durumumda öğrencilerimi tanımak, her eğitim yılının başında veya Camp Cyprus etkinliklerinde ilk yaptığımız işlem olarak belirir.

 

Kendi öğrenme eğilimlerimizin farkında olmak veya etkileşimde bulunduğumuz kişilerin / öğrencilerin tercih ettiği öğrenme stilini belirlemek, etkileşimi üretken hale getirirken, ekip çalışmasını ve ilişkileri geliştirmeyi mümkün kılar. Benim şahsi öğrenme stilimin deneyimsel olduğunu gerçekleştirdiğimiz etkinliklerden anlayabilirsiniz ancak farklı stillerde öğretmenlerle çalışmaya gayret gösteriyorum çünkü her stil her çocuğa hitap etmeyebilir. Kendi yaklaşımınızı anlamak için aşağıdaki örneğe bir göz atın.

Araba kullanmayı örnek alacak olursak;

Bazıları araba kullanan birini izleyerek ve yansıtarak öğrenmeyi tercih eder.

Bazıları el kılavuzunu okuyarak işe başlamayı yeğeler.

Bazıları ise doğrudan direksiyon başına geçerek öğrenme yoluna gider.

Genel olarak, %10 okuyarak, %20 dinleyerek, %30 görerek, %50 görerek ve dinleyerek, %70 başkalarıyla konuşarak/paylaşarak, %80 kişisel deneyimlerimizden öğreniriz. Bu yüzdeler öğrenim stiliniz ne olursa olsun deneyime geçirdiğinizde bilginin kalıcılığını sağladığınızı gösteriyor.

 

Öğrenme şeklimiz hayata yaklaşımımızdır.

 

Problem çözme şeklimizi, karar verme eğilimimizi ve hayatla başa çıkma yöntemimizi gösterir.

 

Öğrenme çevreye bağlı olarak tüm yaşantımız boyunca süregelir. Deneyimsel öğrenme süreci, performansımızı, öğrenmemizi ve gelişimimizi destekler.

 

Eğitimde etkinliği kabul görmüş olan Kolb’un deneyimsel öğrenme döngüsü dört öğrenme modu arasındaki yaratıcı gerginliğin çözümünden oluşur: Somut deneyim, Yansımacı gözlem, Soyut kavramsallaştırma ve Aktif uygulama.

Somut deneyim ile başlayan deneyimsel öğrenme, deneyim hakkında yansıtma, gözden geçirme ve perspektif almayı gerektirir.

 

Sonuca varabilmek ve deneyimin anlamını kavramsallaştırabilmek için soyut düşünme ile devam eder ve böylece harekete geçme kararına, kendi deneyimleme isteğine ve öğrendiklerini uygulamaya geçirme ile en başa dönülür.

 

Döngü o kadar doğal ve organik gelişir ki insanlar öğrendiklerinin farkına varmadan kendilerini deneyim döngüsünün içinde bulur. Bu işlem zahmetsizce gerçekleşir ve hayatımızı sürekli olarak değiştirir. İnsanlar odaklandıkları modlara göre öğrenme döngüsünü gerçekleştirirken tercihlerine göre farklılık sergiler. Yani öğrenme döngüsünde gezinme şeklimiz kişiden kişiye değişir.

 

Birey kişiliği, eğitimi, kariyeri, kültürü ve uyarlanabilme becerisine göre öğrenme döngüsünü nasıl kullanacağına dair tercihte bulunur.

 

Kişilerin öğrenme stillerine göre dokuz farklı yol tanımlanabilir. Otomotik olarak veya stres altındayken farkına varmadan ağır basan öğrenme stilimiz izleyeceğimiz yolu belirler.

 

Deneyimleme (Somut Deneyim)

Deneyimleme esnasında yaşadığınız olaya bağlısınız, ilgilisiniz, sıcağı sıcağına yaşıyorsunuz ve sezgileriniz devrede. Takım çalışmasında başarılı oluyorsunuz ve başkalarıyla güvene dayalı ilişkiler kuruyorsunuz.

 

Duygusal ifade konusunda rahatsınız.

 

Hayal Etme

 

Hayal kurduğunuzda güvenen, empatik, ilgili ve yaratıcı tavır sergilersiniz. Başkaları için öz farkındalık ve empati gösterirsiniz.

 

Belirsizlik içerisinde nispeten rahatsınızdır ve başkalarına yardım etmekten, yeni fikirler üretmekten, gelecek için vizyon yaratmaktan keyif alırsınız.

 

Yansıtma (Yansımacı Gözlem)

 

Yansıtma esnasında sabırlı, dikkatli ve geri planda kalmayı tercih ederek başkalarının sahneyi almasına izin verirsiniz.

 

Açık bir zihinle dinlersiniz ve çeşitli kaynaklardan bilgi toplarsınız. Sorunlara birçok perspektiften bakabilir, altta yatan sorunu tespit edebilirsiniz.

 

Analiz Etme

 

Analiz ederken yapılandırılmış, metodik ve kesin bir yaklaşım içerisinde olursunuz. Hataları en aza indirmek ve planlı hareket edebilmek için bütünü görmeye yönelir, eldeki bilgileri bir araya getirir, eleştirel bakış açısı geliştirirsiniz.

 

Ayrıntıları analiz ederken metodik yaklaşırsınız.

 

Düşünme (Soyut Kavram)

 

Düşünürken şüphecisinizdir, yapılandırılmış bir yaklaşım içerisinde doğrusal ve kontrollü olursunuz.

 

Problemleri analiz etmek ve argümanları mantıksal bir çerçeveye oturtmak için nicel araçlar kullanırsınız.

 

Fikirleri etkili bir şekilde iletebileceğinizi ve bağımsız kararlar vermeyi biliyorsunuzdur.

 

Karar verme

 

Karar verirken gerçekçi, kararınızın arkasında durabilir ve doğrudansınızdır.

 

Sorunlara pratik çözümler bulabilir ve performans hedefleri belirlersiniz, odaklanırsınız.

 

Harekete geçme (Aktif Uygulama)

 

Harekete geçtiğinizde zamanında, iddialı, başarı odaklı ve cesursunuzdur.

 

Hedeflere bağlı kalırsınız ve belirli bir süre zarfında gerçekleştirmenin yollarını bulursunuz. Sınırlı kaynaklarla planları uygulamaya koyabilirsiniz.

 

Başlatma (Somut Deneyim)

 

Başladığınızda dışa dönük, spontane olursunuz ve başarısızlık duygusu tekrar denemenize engel olmaz.

 

Fırsatları yakalarsınız ve aktif katılım gösterirsiniz.

 

Deneyimsel öğrenme çemberinin en başına geri dönüp deneyim ve öğrenme sürecini tekrar başlatırsınız.

 

Dengeleme

 

Dengeleme esnasında kör noktaları görebilir ve bireysel farklılıklar arasında köprü niteliği gösterirsiniz.

 

Değişime uyum sağlayabilir ve beceriklilik sergilersiniz.

 

Deneyimsel öğrenme daireseldir çünkü modelin son aşaması olan başlatma yeni bir somut deneyime dönüşür. Bu deneyimi yansıtma, genelleme ve yeni bir uygulama takip eder.

 

Belki de bir örnek üzerinde açıklanması daha aydınlatıcı olacaktır…

 

Örnek Circle Time ve Deneyimsel Öğrenme Döngüsünün Başlaması

 

Deneyim – Ne zaman uçurtma uçurdunuz?

 

Küçük gruplar halinde başlayan çalışmada, ‘Ne zaman uçurtma uçurdunuz?’ sorusu daha evvel uçurtma uçurmamış olanların da varlığı göz önünde bulundurularak gruba yöneltilir.

 

Yansıtma – Ne oldu?

 

Deneyimden yola çıkarak cevaplar alınır ve öğrencilerin tecrübelerini aktarmalarına fırsat tanınır.

 

Düşünme/Genelleme – Uçurtmanın uçmasını sağlayan etkenler nelerdi?

 

‘Uçurtmanın uçmasını sağlayan etkenler’ listesi oluşturun birlikte. Bir sonraki sorunuz, ‘Tekrar uçurtma uçurduğunuzda nelere dikkat edeceksiniz?’ olabilir.

 

Öğrenciler aralarında konuşup bildiklerini birbirlerine aktaracaklardır. Hatırlayalım ki çocuklar her zaman en iyi çocuklardan öğrenir. Ayrıca bu aşamada zaten bilinen olgular ve kavramlar ortaya çıkacaktır.

 

Eğitimci olarak, çocukların deneyimlerinin dışında kalan bilgiler üzerine dikkat çekilebilir.

 

Harekete Geçme/Uygulama –  Uçurtma uçurduğumuzu hayal edelim ve canlandıralım.

 

Yeni ilkeler ve bilgiler eyleme geçirilir ve vizyon oluşturulur. Önce hayal ederek başlıyoruz çünkü hayal edemezsen eyleme dönüştüremezsin.

 

Şimdi hep birlikte uçurtma uçurmaya gidiyoruz!

 

Böylelikle döngüyü somut deneyimle başlatmış oluyoruz. Öğrenciler tüm aşamalardan tekrar tekrar geçerek öğrenmeyi gerçekleştirir.

 

Deneyimsel öğrenme döngüsü bireylerin kendi deneyimlerine güvenmelerini, kendilerine saygı duymalarını ve birbiriyle olan etkileşimlerinden öğrenmeyi destekler. Bence öğrenenin odakta olduğu öğrenmenin en güzel halidir.