Demokratik Eğitim

Eğitim Uzmanı  ve Danışmanı

Ayşe Hunat Öztoprak

 

Eğitimde özgürlükçü fikirlerin savunulması on dokuzuncu yüzyılın başlarını bulur. Çocuğun temel alındığı, ihtiyaçlarının, kişilik gelişiminin öncelikte olduğu ve her açıdan bütün olarak gelişimini destekleyen özgürlükçü pedagoji, 1920’li yıllarda anti-otoriter eğitim hareketini doğurmuş, 1960’larda okulsuz toplum hareketine dönüşmüş ve günümüzde öğrenci merkezli anlayışa yol açmıştır. Çocuğa göre okul fikirlerinin tümü ‘alternatif eğitim’ adı ile anılır ve her ne kadar kapsamına giren uygulamalar kesin sınırlarla belirlenemese de, ana akım eğitimden farklı hayat ve eğitim felsefelerinden beslendikleri söylenebilir.

 

Alternatif eğitim yaklaşımları arasındaki farklı bakış açıları, eleştirel pedagoji, özgürlüğe dayalı öğrenme, sosyal yapılandırmacılık, ruhsal gelişimcilik ve holistik eğitim olmak üzere gruplandırılabilir. Öğrenmenin bireyin ihtiyaçları, amaçları, arzularıyla başladığını savunan ve öğrenmede özmotivasyonun lokomatif olduğunu belirten özgürlüğe dayalı öğrenme, özgür okulların ve ev okullarının yeşermesine neden olmuş, çok geçmeden de demokratik okul kapsamında biraraya gelmiştir.

 

Özetlemek gerekirse, demokratik okulların gelişimi üç dalga üzerinden açıklanabilir. Birinci dalga 1900’lerin başında pragmatizmin eğitime sızmaya başlaması, ikinci dalga 1960’larda ortaya çıkan özgür okullar hareketi ve 1990’dan bu yana yaşanan üçüncü dalga demokratik okullar.

 

Alternatif eğitim geleneğini destekleyenler, genç bireylerin sadece kamu eğitiminin hiyerarşik yapısından ve kontrolünden bağımsız oldukları zaman demokratik yaşamın uygulanabileceğini savunur.

 

Demokratik yaşam neyi ifade eder?

 

Bir yönetim biçimi olarak demokrasi, siyasal gücün halkın yetkisinde olması anlamında kullanılır. Ancak demokrasi bir yönetim biçiminden öte bir yaşam felsefesi, yaşayış biçimi ve insanoğlunun vazgeçemediği bir sistemdir.  Bu açıdan bakıldığında demokrasi bir değerler sistemi olarak ifade edilebilir ve yadsınamaz bir gerçektir ki ancak demokrasiyi davranış biçimi olarak özümsemiş, demokrasi ilkelerini genişleterek yaşama geçirebilmiş insanlardan oluşan toplumlarda yaşar ve gelişir.

 

Demokratik okullar, okul üyeleri tarafından yönetilen öz yönetimli okullardır. Demokratik eğitimin en kapsamlı tanımı Hecht (2010) tarafından şu şekilde yapılır;

 

Okulu demokratik bir küçük evren haline getirme çabası ile seçim, okul meclisi gibi demokratik prosedürlerin uygulandığı, demokratik toplumun yaratıldığı, öğrenenlerin çok yönlülüğünün kabul edildiği, içsel motivasyonun öğrenmenin başlangıç noktası sayıldığı, öğrenenin öz yönetim ve sorumluluğunun kabul edildiği, kendi öğrenme stratejilerini geliştirdiği ve kendi özdeğerlendirmesini yaptığı, kendi öğrenmesini planlayabileceğinin kabul edildiği, demokratik ilkelerin okul yaşamının parçası haline getirildiği, demokrasi ile ilgili içeriğin programda yer aldığı ve tüm bu süreçlerin uygulanmasında diyaloğa dayalı ilişkilerin oluşturulduğu eğitim modeli.

 

Sorun çözme ve karar alma, planlama, örgütleme, eşgüdümleme, iletişim, değerlendirme ve yönetimsel süreçler öğrenciler, ebeveynler, çalışanlar olmak üzere tüm üyeleri kapsayacak şekilde yapılandırılır. Eğitim, toplumun kültürünü bireylere aktarma işlevini yerine getirirken tüm değerleriyle birlikte demokrasi kültürünü kazandırma çabasında olmalıdır.

 

Demokratik bir toplum olmanın temel koşulu demokratik bir eğitimdir. Demokratik yapının insan zihninde geliştirilmesi, insanın doğal davranış ve düşünce biçimi haline getirilmesi ile demokratik düzen garanti edilmiş olur. Yetiştirdiği insanlarca korunup geliştirilmeyen rejimler, zaman içerisinde değişmek zorunda kalırlar. Demokrasi, eğitim düzeyi yüksek, sosyal görevlerinin ve sorumluluklarının bilincinde olan bireylere ihtiyaç duyar. Aksi takdirde Eflatun’un da dediği gibi ‘halkın eğitimi yetersiz olduğunda, belli ilkelere bağlı olmayan liderlerin doymaz arzuları, demokrasiyi kolaylıkla demagojiye ve despotizme dönüştürebilir.’ Demokrasi, demokrasiyi yerleştirecek, koruyacak ve güçlendirecek yurttaşların varlığı oranında güvencededir.

 

Bir ülkede yaşayan insanların yaşam biçimleri o ülkenin demokrasi özelliklerini yansıtır. Yurtdaş katılımı, eşitlik, politik hoşgörü, azınlık haklarının korunması, sorumluluk, açıklık, hakların listelenmesi, seçim sonuçlarının kabul edilmesi, insan hakları, çok partili sistem, hukukun üstünlüğü gibi temel özellikler demokrasinin vazgeçilmezlerindendir. Demokratik eğitim, demokrasinin ilke ve kurallarının, insan hak ve özgürlüklerinin eğitim programlarında açık ya da örtük hedeflere dönüştürülüp, öğrenme yaşantıları yoluyla toplumun genç bireylerine kazandırıldığı eğitimdir.

 

Demokratik Eğitim Programı

 

Demokratik eğitim çocuğu merkeze alırken aynı zamanda grupları ve kültürleri de dikkate alır. Demokratik eğitim programlarında hedefler, bireysel farklılıklar, ilgi ve ihtiyaçlar, hazır bulunuşluluk ve gelişim özellikleri dikkate alınarak öğrenme ilkeleri doğrultusunda sistematik olarak bireye uygun düzenlenir. İçerik her öğrencinin öğrenebileceği sadelikte ve güçlüktedir.

 

Öğrencinin öğrenme ortamına getirdiklerini geliştirici ve tamamlayıcı niteliktedir. Çocukların kendileriyle ilgili sorulara cevap bulacakları bir içerik söz konusudur. Teorik ve uygulama dengesinin sağlandığı, deneme, gözlemleme, inceleme fırsatı sunulan gerçek hayatla bağlantıda kalan bir eğitim programı yaratılır.

 

Sosyal, ekonomik, eğitsel ve yaşamsal özellikler dikkate alınarak ön yargıdan uzak bilimsel gerçeklere dayalı bilimsel bilgilere doğru, açık ve tarafsız bir şekilde yer verilir. Eğitim durumları veya öğrenme yaşantıları öğrencilerin karmaşık problemlere çözüm üretmesi gayesiyle oluşturulur. İşbirliği içerisinde akılcı ve yorumlayıcı bir ortam sağlayarak öğrencilerin pasif alıcı olmaktan çıkartılıp üretimin etkin bir öğesi haline getirilmesi amaçlanır.

 

Öğretim planı esnek bir yapıda, gerektiği durumlarda değiştirilmeye, eklemelere  ya da çıkartmalara açıktır. Bireylere demokratik tutum, değer ve düşünce tarzlarını deneyimleme fırsatları sunulur. Demokratik ilişkileri öğrenmeleri ve geliştirmeleri için karar verme, tartışma, seçme seçilme, sorun çözme etkinliklerine yer verilir. Demokratik ortamlar birey sayısını, aydınlanma ve ısınma durumlarını, araç gereçlerin ve farklı amaçlara dönük kullanılan fiziksel mekanların yeterliliğini göz önünde bulunduran ortamlardır. Değerlendirme ise süreç ve performans değerlendirmesi olarak gerçekleşir. Bireysel ve akran değerlendirmesi, gösteri, araştırma raporları, simülasyon çalışmaları gibi alternatif ölçme araçlarına başvurulur.

 

Düşünmek, ifade etmek, eleştirmek, insanı insan yapan temel davranışlardır. Düşünceleri açıklamak, onaylamak, reddetmek, merak etmek, sorgulamak insana özgü eylemlerdir ve demokratik sınıfların bel kemiğidir. Bağımsız düşünme alışkanlığı geliştirmeyen her birey, otoritere tarafından denetlenen, geleneksel alışkanlıklar içinde kalan bağımlı bir kişiliğe dönüşür.

 

Instagram – @campcyprus hesabım üzerinden sorduğum ve yazılarıma yönlendirici nabız tutan sorularım, eğitime bakış açımı belirginleştirmeme yardımcı olmakta. Sizlerin sayesinde, ana akım eğitim sistemlerinde yer alan hedef ve uygulamalar hakkında bilgi edinmeme, veri toplamama olanak sağlamakta. Takip ve desteğinizle eğitime ve bana sağladığınız katkı için teşekkür ederim.