Çocuk ve Ergenlerde Diyabet ve Beslenme

Diyetisyen

Yrd. Doç. Dr. Müjgan Öztürk

Diyabet diğer bir deyişle şeker hastalığı daha sıklıkla yetişkinlerde görülse de çocuk ve ergenlerde karşımıza çıkan önemli bir hastalıktır. 2019 yılı verilerine göre tüm dünyada 463 milyon diyabetli birey olup, bunun bir milyonunu çocuk ve ergenler oluşturmaktadır.

 

Diyabetin ne olduğunu anlamak için öncelikle hastalığı anlamak gereklidir. Diyabet insülin yetersizliği/eksikliği ve/veya insülin aktivitesinin bozulması ile ortaya çıkan bir karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması bozukluğudur.

 

Çocuklarda görülen Tip 1 Diyabet, yetişkinlerde obezite, sağlıksız yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları nedeniyle görülen Tip 2 diyabetten farklı olarak obezite veya sağlıksız beslenmeye bağlı ortaya çıkmaz.

 

Tip 1 diyabet oto-immün bir hastalık olarak kabul edilir. Daha basit bir dille bu hastalık bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi ve pankreas hücrelerini düşman olarak görmesi sonrasında, pankreasa saldırıp, insülin üreten hücrelere hasar vermesi nedeniyle ortaya çıkar.

 

Bu noktada aklımıza gelen iki önemli soruya cevap vermek doğru olacaktır. Bunlardan ilki bu hastalıkta tamamen iyileşme sağlanabilir mi? Bunun cevabı maalesef hayır. Bağışıklık sisteminin pankreasa verdiği hasar kalıcıdır ve geri dönüşsüzdür. Bu nedenle Tip 1 diyabeti olan ergen ve çocuklar hayatları boyunca dışarıdan insülin tedavisi almak zorundadır.

 

Bir diyetisyen olarak genelde bize sorulan diğer bir soru ise “Çocuğum hayat boyu istediği hiçbir şeyi, özgürce yiyemeyecek mi?”dir. Bu sorunun cevabı ise diyabet konusunda beslenme eğitimi alan çocuklar sağlıklı beslenme çerçevesinde aslında her şeyin tadına varabilir olmuştur. Bunu başarmak için diyabetli bireye bakım veren tüm bireylerin (ebeveynler, nene dedeler, öğretmenler vb) beslenme bilgilerini arttırmaları, bu bireylere ek olarak yaşı büyük çocukların ve ergenlerin de beslenme konusunda ve besin öğelerinin, insülinin ve egzersizin kan şekeri üzerindeki etkileri konusunda bilinçlenmeleri ve eğitim almaları gerekmektedir.

 

Diyabetli olmasa bile bir çocuğun doğru beslenmesi büyüme ve gelişmesini sağlamak açısından çok önemlidir. Ancak diyabetli çocuklarda bunu başarmak için daha fazla emek sarf etmek gerekmektedir. Bu nedenle 4 besin grubunun dengeli tüketilmesi, besin çeşitliliğinin artırılması ekstra önem kazanmaktadır.

 

Diyabetli bireylerin beslenme eğitimine öncelikle öğün düzenini sağlayarak daha sonra ise besin öğelerinin ne olduğu öğretilerek başlanmalıdır.

 

Besinler içerisinde 6 adet besin öğesi bulunmaktadır. Bunlar: karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral ve sudur. Bu besin öğeleri içerisinde kan şekerini en fazla etkileyen besin öğesi karbonhidratlardır.

 

Karbonhidratların aşırı alımı kan şekerinde istenmeyen yüksekliklere yani hiperglisemiye neden olurken, yetersiz veya eksik alımı kan şekerinde ani ve aşırı düşüşlere yani hipoglisemiye neden olabilmekte ayrıca gereksiz kısıtlamalar çocuklarda büyüme gelişme geriliklerine neden olabilmektedir. Bu iki durum da diyabetli birey için istenmeyen durumlardır. Çocuklarda bu durumlar daha da risklidir. Kendilerini tam anlamıyla ifade edemeyecek kadar küçük yaşta olan diyabetli çocuklarda hipogliseminin geç fark edilmesi çok ciddi problemlere neden olabilmektedir. Her iki durumun da engellenebilmesi için çocuğun yeterli miktarda karbonhidrat tüketmesi sağlanmalı, aşırıya kaçması veya eksik tüketmesi mümkün olduğunca engellenmelidir.

 

Besinlerin içerisindeki besin öğeleri kadar, bunların öğelerinin ne zaman tüketildiği de kan şekerinin düzenlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Öğün atlanması veya uzun aralıklara düzensiz tüketilen öğünler hipoglisemi riskini artırırken, sürekli düzensiz ve kontrolsüz yapılan atıştırmalar da hiperglisemi riskini artırmaktadır. Dolayısıyla insülin kullanım saatlerine göre ayarlanacak olan sabah, öğle ve akşam yemeğinden oluşan 3 ana öğün ve ihtiyaca ve kan şekerine göre ayarlanacak olan ara öğünler şeklinde günlük beslenme planı mutlaka diyetisyen ile birlikte belirlenmelidir.

 

Besin gruplarına, en çok karbonhidrat içerenden en az içerene göre bakacak olursak: Ekmek ve tahıl grubu, meyveler, süt ve yoğurt ile sebzeler şeklinde sıralama yapabiliriz.

 

Besinlerin karbonhidrat içeriğinin yanında içlerindeki posa da kan şekerinin düzeyini etkileyen önemli etkenlerdendir. Bir besinin posa içeriğinin yüksek olması o besinin sindirim ve emiliminin gecikmesini sağlayarak, karbonhidratların kana azar azar geçmesine, böylece kan şekerinde dengeli bir yükselme ve düşüşe neden olur. Bu nedenle diyabetli bireylerde posa içeriği zengin besinlerin tüketilmesi önerilmektedir. Bu noktada ilk aklımıza gelen besin grubu sebzelerdir.

 

Sebzeler posa içeriği en yüksek besinlerdir. Karbonhidratların kana geçişini yavaşlatırlar. Bu nedenle diyabetli çocuklarda her öğünde sebze tüketimi olmazsa olmazımızdır.

 

Beyaz ekmek ve diğer rafine undan yapılan hamur işleri ise karbonhidrat içeriklerinin yüksek olması ve posa içeriklerinin az olması nedeniyle kana hızla geçerek kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olur. Tam buğday unundan, çavdar unundan veya kepek eklenerek yapılmış tam tahıllı ekmek çeşitlerinde ise posa içeriği artmaktadır buna bağlı olarak da karbonhidratların kana geçiş hızı yavaşlamaktadır. Bu nedenle diyabetli bireylerde beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek tüketimi önerilmektedir. Yine aynı şekilde sade makarna yerine kepekli veya tam buğday makarna tüketmek, pirinç yerine bulgur tüketmek benzer bir etki gösterecektir.

 

Özet olarak birinci adım karbonhidrat içeriği düşük olan veya posa içeriği yüksek besinleri tanıyabilmek ve bunları seçebilmektir. Ancak burada karşımıza çıkan ilk sorun bu besinlerin çocuklara lezzet olarak çok hitap etmeyen besinler olmasıdır. Bu nedenle onların bu besinlere alışması zaman almaktadır. Bu konuda anne ve baba olarak sizlere düşen görev sabırlı olmak, çocuk üzerinde baskı kurmamak ve bu besinleri mümkün olduğunca onların damak tadına hitap edecek hale getirmektir. Örneğin: Tadı çocuğunuza normal makarna kadar güzel gelmeyecek olan kepekli makarnayı, baharatlar, domates ve sevdiği diğer sebzeler yardımıyla lezzetlendirerek ona daha kolay sevdirebilirsiniz.

 

Kan şekerinin düzenlenmesinde çok büyük yeri olan sebzeleri farklı şekillerde sunmak ihtiyacımız olan sebze tüketimini sağlayabilir, sebzeli köfte, kabak mücver gibi pek çok örnek verilebilir.

 

Bir diğer önemli nokta da aslında karbonhidrat tüketimi ölçülü, posa içeriği yüksek ekmek ve tahıl, süt ve süt ürünleri et, yumurta, kuru baklagiller ve sebze ve meyveleri içermesi gereken bu sağlıklı beslenme modelini sadece diyabetli çocuğun değil tüm ailenin benimsemesi gerektiğidir. Yani çocuğunuza kepekli makarna yapıp siz normal makarna tüketirseniz, ya da siz sebze tüketmezken çocuğunuzu sebze yemeye zorlarsanız bu beslenme şekli bir yaşam tarzı haline gelmez sadece çocuğunuz için bir ceza olur.

 

Toplumuzda olan genel bir yanılgı da besinin içerisinde şeker yoksa o besinin diyabetli birey tarafından serbestçe tüketilebileceğidir. Ancak daha önce de bahsettiğimiz gibi içerisinde karbonhidrat olan her şey kan şekerini etkiler. Bu nedenle diyabetli bireyin aldığı karbonhidrat miktarını bilmesi ve bu besinlerin tüketiminde dikkatli olması ve belirtilen ölçüleri mümkün olduğunca aşmaması oldukça önemlidir. Yani özetle bazen içinde şeker olmadığı için yenilmesine izin verilen yarım paket tuzlu bisküvi, 1 küçük kase dondurmadan daha fazla karbonhidrat içerebilir ve hiç şeker içermemesine rağmen kan şekerini daha hızlı yükseltebilir. Bu açıdan bakarsak buradaki en önemli nokta aslında besinlerdeki karbonhidrat miktarını öğrenmenin ne kadar önemli olduğudur. Burada atılması gereken diğer bir adım etiket okuma alışkanlığının edinilmesidir.

 

Mutlaka çocuğunuz hazır besinlerden bazılarını tüketmek isteyecektir. Hayat boyu bu besinleri yasaklamanız mümkün olmadığı gibi yasaklar sadece o besini daha cazip hale getirmeye yarar. Bu durumda sizler çocuğunuzun tükettiği miktar sonucu ne kadar karbonhidrat aldığı, bunu takiben hangi besini ne kadar azaltması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmalısınız. Biz bu yönteme karbonhidrat sayımı diyoruz.

 

İlk başlarda zor gibi gelen bu hesaplama zaman geçtikçe kolaylaşacak, çocuğun da zaman içerisinde duruma alışmasına ve büyüdükçe kendi kontrolünü kendinin yapabilmesine olanak sağlayacaktır.

 

Karbonhidrat sayımı özellikle tip 1 diyabetli bireylerde hayatı kolaylaştıran, insülin pompası kullanan çocuklarda kesinlikle öğrenilmesi gereken, kan şekerinin düzenlenmesinde etkili, çocuklar ve aileler için hayatı kolaylaştıran bir beslenme yöntemidir. Bu konuda detaylı bilgiyi, bu konuda uzman bir diyetisyen ile görüşerek edinebilirsiniz.

 

Her ne kadar yazımızda çoğunlukla karbonhidratlardan bahsetsek de, proteinler ve yağların da dengeli tüketimi yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için gereklidir. Bu besin öğelerinin fazla veya eksik alımları olumsuz etkilere neden olarak hem kan şekerini hem de büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyebilir.

 

Yazımızı genel olarak özetleyecek olursak, Tip 1 diyabetli bireyler hayat boyu insülin kullanmak zorunda olan bireylerdir ve kan şekerini düzenli tutmak ve büyüme ve gelişmeyi sağlamak beslenme tedavisinin en önemli amacıdır. Bu noktada konusunda uzman bir diyetisyenle çalışmak, karbonhidratlar başta olmak üzere tüm besin öğelerinin ve 4 besin grubunun dengeli tüketiminin sağlanması oldukça önemlidir.