İnek Hanım ve Boğa Bey

Ümmü Gülsüm Çinici

Uzun zaman önce güzel bir ülke varmış. Bu ülkede keçiler, koyunlar varmış. İnekler de bu ülkenin önemli vatandaşlarıymış. Ya tavuklar! Onlar da varmış.

 

Bu ülkede her şey yolundaymış, herkes halinden memnunmuş dışardan bakınca.

 

Ama bir çift varmış ki onlar son zamanlarda iyi anlaşamıyormuş. İnek Hanım ve kocası Boğa Bey bir süredir pek mutlu ve huzurlu değilmiş.

 

İnek Hanım sakin, düşünceli ve yumuşak huyluymuş. Kocası Boğa Bey ise çok sinirli biriymiş. Her şey mükemmel olsun istermiş. Ama işlere hiç yardım etmezmiş. Üstelik hiç nazik davranmazmış. Rica ettiğini, teşekkür ettiğini kimse duymamış.

 

Bir gün İnek Hanım saman balyasını çekerken bacağı su kovasına çarpmış. Kova devrilmiş. “Evi batırdın. ” diye bağırmış Boğa Bey yattığı yerden. İnek Hanım “Keşke iyi misin? diye sorsaydın!” demiş.

 

Boğa sinirle evden çıkmış gitmiş, İnek Hanım bir süre yalnız kalıp düşünmek istiyormuş. Evden çıkıp dağlara doğru yürümüş. Ağaçlarla kaplı bir alanda durmuş. İhtiyar bir ibibik kuşu, onu görmüş. Yanına gitmiş çünkü o ağlıyormuş.

 

“Merhaba. Ben ibibik. Bu ormanın koruyucusuyum. Üzgün görünüyorsunuz! Her şey yolunda mı?” demiş. İnek Hanım ibibik kuşunun nezaketinden etkilenmiş. “Teşekkür ederim.” demiş ve eklemiş. “ Eşim beni çok üzüyor. Onun bir gün hatasını anlayacağını düşünerek sabrediyorum. Ama o gün galiba hiç gelmeyecek!” demiş.

 

İbibik, konuşmaya başlamış. “ Her birimizin hatası, yanlışı olur. Ailemizdeki biri yanlış yapıyorsa sessiz kalıp sorun yokmuş gibi davranmamalıyız. Ona neler hissettiğini anlat. Bunu ailen için yapmalısın. Ve bunları yaparken asla ümitsizliğe kapılma.” demiş ibibik.

 

İnek dikkatle dinlemiş onu. Artık kendini daha iyi hissediyormuş. İbibikle vedalaşıp evinin yolunu tutmuş.

 

İnek Hanım eşiyle açıkça ve sakin sakin konuşmuş o akşam. Boğa Bey bazı yanlışlarının farkına varmış. Bu arada İbibik de Boğa’yı ziyaret etmiş. Ona nazik olmak konusunda birkaç öğüt vermiş. O günden sonra İnek Hanım’ın evinde işler daha da iyiye gitmiş.

 

Nezaket, bizim için sihirli bir anahtar olabilir mi?