Ailenin Gücü

Ümmü Gülsüm Çinici

Çok uzak bir ormanda bir aslan ailesi yaşarmış. Bu ailede baba, anne ve üç kardeş varmış.

Günlerden bir gün, anne aslan ve çocukları avlanmaya çıkmışlar. Abla ve ağabey aslan dikkatli şekilde annelerini dinliyormuş. Küçük aslanın aklı ise sadece oyundaymış. Ağaçların arasında saklambaç oynuyor; eğleniyormuş.

Anne aslan, o gün küçük aslanı yanlarından uzaklaşmaması konusunda pek çok kez uyarmış. Ama o,  uzaklaşmış. Çünkü bazı sesler duymuş ve seslerin nereden geldiğini merak etmiş. Annesi ve kardeşleri bir ava odaklanmışken o, sesleri takip etmiş.

Ormanın içlerine doğru ilerlemiş. Ağaçların arasından bir vızıltı yükseliyormuş. “Ağaçlar nasıl ses çıkarıyor?” diye düşünmüş. Vızıltılar ağaçtaki arı kovanından geliyormuş.

Peki, ama “tak tak” sesleri nereden geliyormuş? Şimdi de bu sesin kaynağını aramaya başlamış. Sonunda sesin geldiği yerde bir ağaçkakan görmüş. Ağaçkakan gagasıyla ağaca vuruyormuş. Aslan “Sen ne yapıyorsun orada?” diye sormuş. Ağaçkakan: “Görmüyor musun, yemek arıyorum, git işine!” demiş. Yemeğini bulunca uçup gitmiş.

Yavru aslan bir ağacın altında uykuya dalmış. Uyandığında karanlıkmış, zamanın nasıl aktığını anlamamış. Küçük aslan üşüyormuş, hatta titriyormuş. Karnı çok açmış, yalnızmış ve hava karanlıkmış.

Anne aslan,  küçük aslanın yokluğunu fark eder etmez hemen onu aramaya başlamış. Bulamayınca baba aslana haber vermiş. Baba aslan ve ormandaki bütün hayvanlar aslancığı aramışlar. Akşam olunca aramaya ateşböcekleri de katılmış.

Gece yarısına doğru ateşböcekleri aslanı, bulmuşlar. Baba aslan onu alıp eve götürmüş. Baba aslan yardım eden herkese teşekkür etmiş. Anne aslan, yavrusuna sarılıp “Bundan sonra asla habersizce yanımızdan ayrılma! ” demiş. Yavru aslan, annesini dinleyeceğine söz vermiş