Ayfer Tunç

Doç. Dr. Erdem Yılmaz

Beş yıllık Bahreyn tecrübesinden sonra Türkiye’ye gelişimle telefonumun bloke olması sonucu internete erişememenin kısıtlamalarını deneyimlemekteyim. Bu tür zamanlarda insan, farkında olmadan sahip olduğu zenginliklerin değerini kısa süre de olsa daha da bir iyice anlamakta (‘Gibi’ adlı dizideki Feyyaz Yiğit’in canlandırdığı Yılmaz karakterinin ‘ben diyeceğimi dedim, iyice oku’ demesi gibi ben de bu eşsiz deneyim sayesinde ‘iyice’ anlıyorum).

 

Zıtlıkların anlam kattığı ikiliklerle dolu dünyamızda, insanoğlu hayatı bu sayede dolu dolu yaşayabiliyor.

 

Ayfer Tunç bata çıka yaşanan bu hayat oyununu ayrıntılarla dolu, zengin kombinasyonlu, birbiriyle ilintili değişik senaryolarıyla o kadar güzel betimliyor ki insanın hayran kalmaması mümkün değil.

 

Ayfer Tunç (1964, 59y) ve Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi (2019)

Adapazarı’ nda doğan yazar 1989’ dan beri yazarlık yapmakta.

 

Ayfer Tunç bu eseriyle ‘bir İNSAN SARRAFI roman yazmaya kalksaydı böyle bir ürün ortaya çıkardı’ dedirtiyor.

 

Olasılık dahilindeki, belki de çoğu gerçek olabilecek çokça karakterin davranış paternlerini bir film şeridi gibi gözlemliyoruz.

 

Olaylar akıp gidiyor. Benzerlerini duyduğumuz, ama bazılarına da ‘bu kadar da olmaz artık’ dediğimiz birçok olay örgüsü hiç ummadığımız anlarda birbirlerine bağlanıyor.

 

Hayatta bizimle bire bir bağlantısı olmayan bazı olayların aslında bir kafa çevirmeyle farkına varılabilecek kadar yakın olabildiği gösteriliyor. Ancak yaşanılan yoğunluğa odaklanan insan, birçok şeye yetişemeyip kendi içinde kaybolabiliyor.

 

Her insan deneyimlediği olaya odaklanıp kendi perspektifinden o gerçekliği tecrübe eder. Bu nedenle mevcut hızlı ve yüzeysel hayat tarzında büyük resimdeki olayların birbiriyle ilişkisi, insanın anlama ve bağlantı kurma sınırlarını tabii ki aşmaktadır.

 

İnsanın bir toplulukta en fazla 150 civarında kişiyle organik ilişki sürdürebileceği gerçeği, günümüz modern şehir yaşamında nasıl da kendimizi kandırdığımızın göstergesi.

 

Sonuç olarak da kısmi ilişkiler, kıymeti anlaşılamayan iletişim çabaları ve sonucunda birçok iletişim kazası meydana geliyor.

 

Özünde bencil olan insanın da bu şartlar içinde en sonunda çoğunlukla elinde kalan mutsuz bir hayat ve yalnız bir ihtiyarlık dönemi oluyor..

 

Son olarak bu eşsiz eserin zihinde iz bırakan birkaç cümlesini paylaşalım.

 

  • ..kadın yıllar içinde insan sarrafı olmuştu, sezgilerinde yanıldığı çok nadirdi..

 

  • ..bu ilişkiye hiçbir zaman AŞK demediler, ama ikisi de bunun aşktan başka bir şey olmadığını biliyordu..
  • ..bakanı içine çeken iri kahverengi gözleri..

 

  • ..ilişkisini artık bitirmek istiyordu..anlaşmakta zorlandığı adama doyalı çok olmuştu. uzatmaları oynuyordu..

 

  • Hayat çok güzel. Hep beraber okuyarak gelişmek dileğiyle..28-29 Aralık 2023, İstanbul