Yarasa Prenses

Anna Kibelane

Eski zamanlarda bir mağarada bir yarasa krallığı varmış. Yarasa kralının da çok güzel bir kızı. Prenses ülkesindeki herkes gibi her gece ava çıkarmış. Yarasa prenses yine avlanmak için çıktığı bir gece sesler duymuş.

 

Sesler ormandan geliyormuş ve onlar ormana gitmezlermiş. Orası yarasalara yasakmış. Prenses bu sesleri duymazdan gelememiş. Korumalarının uyarılarına rağmen ormana doğru uçmuş. Ses acı içinde inleyen bir insandan geliyormuş. Yarasa prensesi ağaç dallarının arasına saklanıp onu izlemiş. Her yeri aydınlatan parlak ay ışığının altında çaresizce yerde oturan genç, yakışıklı bir insan prensmiş. O bir türlü ayağa kalkamıyormuş.

 

Prense yaklaşan bir leopar varmış ve onun ayak seslerini yarasa prenses duymuş. Prenses gibi av arayan leopar, mutlu bir şekilde prense yaklaşırken yarasa prenses bütün yarasaları yanına çağırmış. Saniyeler içinde yüzlerce yarasa gelivermiş. Prenses onlara “Daire olun, prensin etrafını sarın ve hızla uçun.” demiş. Yarasalar prensesin dediğini yapmış, prens çok korkmuş. Simsiyah bir sis etrafını sarmış.

 

Leopar yarasaları görmüş ve gördüklerine hiç memnun olmamış. Leopar aç olsa da sayıları yüzlerce olan yarasalarla uğraşmak istemediği için geri çekilmiş. Leoparın uzaklaştığını gören prenses yarasalara durmalarını söylemiş.

 

Sonra prense yaklaşmış ve “Sen kimsin?” diye sormuş. Prens kendisiyle konuşan yarasaya ne diyeceğini bilememiş, şaşırmış kalmış. Ama sonra “Ben ormanın ardındaki ülkenin prensiyim, gezmeye çıkmıştım, atım bir sesten ürktü, beni üzerinden attı. Yere düştüm ve ayağa kalkamıyorum, lütfen bana zarar vermeyin!” demiş. Prenses “Korkma, bir leopar sana yaklaşıyordu, onun için etrafını sardık!” demiş.

 

Onlar konuşurken bazı yarasalar prensese ormandan ellerinde meşalelerle at sırtında gelenler olduğunu söylemiş. “Artık güvendesin seni aramaya çıkmışlar, yakında burada olurlar, biz gitmeliyiz.” demiş prenses. Prens “Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım, ne zaman yardım gerekse beni bulun.” demiş. Yarasalar gecenin karanlığında uçup gitmişler.

 

Kralın adamları kısa zamanda prensin yanına varmış, onu alıp saraya dönmüşler. Aradan yıllar geçmiş, prens ülkenin kralı olmuş. Ve bir gün prensin ülkesinden de görülen büyük bir orman yangını başlamış. Prenses yarasa, kraldan yardım istemiş. Kral adamlarına yarasaların yaşadığı yerin yakınında çıkan yangını söndürme emri vermiş. Kralın adamları yangını kontrol altına almış. Kral, o gece kendini yalnız bırakmayıp hayatını kurtaran yarasaların mağarasını kurtarmış. İyiliğin karşılıksız kalmadığını insanlar da yarasalar da öğrenmiş.

 

Gökten üç iyilik düşmüş: tebessüm, şefkat ve  sarılmak.