Çocuklarda Sınavı Psikolojisi

Psikolog

İzlem Gülmez

Sınav süreci başlı başına her çocuk için kaygılı ve stresli bir dönem yaratabilmektedir. Özellikle sınava hazırlık aşamasında ailelerin rolü ve tutumu büyük önem taşımaktadır.

 

Günümüzde ilkokul çağı gibi erken yaşta kolej sınavına hazırlanmaya başlayan çocuklar bazı sıkıntılı düşünceler içine girmektedir. Bunlar; ya başaramazsam kaygısı, aşırı hırs yapıp mutlaka kazanmalıyım düşüncesi ve gerçekten istediği için sürece hazırlanan çocuklar olarak çeşitlenmektedir. Bu aşamada en sık farkettiğimiz düşünce, eğer başaramazsam sevilmeyeceğim düşüncesidir.

 

Maalesef bu düşünceye sahip olan çocukların hayatlarında, yalnızca başarılı olursam ve doğru davranış gösterirsem kabul edilirim teması ortaya çıkmakta ve ilişkilerini ciddi oranda etkilemektedir.

 

Kaygı yalnızca bu düşünceye sahip olan değil her çocuk ve her bireyde ortaya çıkabilen doğal bir duygudur. Bu aşamada önemli olan çocuğun kaygısını nasıl yöneteceği, ailesi ve çevresi tarafından nasıl kapsanacağıdır.

 

Sınav kaygısı hisseden çocuklarda endişe, huzursuzluk, tedirginlik, mide bulantısı, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilmektedir.

 

Çocuklarda bu kaygı ile ortaya çıkan otomatik düşünceler, okul başarısında düşüş, aile içi çatışma, depresif ruh hali ve sosyal ortamlardan geri çekilme davranışlarını beraberinde getirebilmektedir. Her anne baba çocuğunun başarılı olması için fedakarlıklar yapıp, çaba göstermektedir. Fakat bu süreçte en önemlisi çocuklarımızın yanında olduğumuzu onlara hissettirmektir.

 

Bazen sadece istediğimiz, başarısız olduğumuz veya olabileceğimiz zamanlarda da yanımızda dimdik duran insanları görmektir.

 

Öncelikle bu süreç için çocuklarınızın hazır olup olmadıklarını gözlemleyin. Sonrasında bu süreci, bu okulu, bu yoğunluğu isteyip istemediklerini ve onlara ne katıp ne katmayacağını sorun. Kolej sınavı sürecinde çoğu zaman eksik olan tek bir şey ortaya çıkıyor. Empati.

 

Çocuklarınızın yerinde olduğunuzu hissettiğiniz tek bir gün hayal edin. Kaygı, endişe, başaramama duyguları, yorgunluk ve en sonunda gelen hissizlik. Bir çocuğun hissiz hissetmesi, anlaşılmadığını gösteren en önemli duygudur. Sevgili aileler çocuklarınıza sınav sürecini bir savaş gibi değil, hayatlarında yeni dönemlere adım atacakları bir basamak olarak anlatın.

 

Onları kıyaslamak yerine güven aşılayın. Sınav süreci içinde büyük ödüller, cezalar koymaktan kaçının. Çocuklarınıza, her ne olursa olsun senin yanındayım mesajları verin. Bu cümleleri duymak, çocuğunuza aldıracağınız çoğu özel dersten daha fazla motivasyon verecek ve çocuğunuzun kendine güveni artacaktır. Sınav sürecinde en tehlikeli duygu bir çocuğun kendine inancını kaybetmesidir. Çünkü siz onlara inandıkça, onlar da kendilerine inanacaklardır.

 

Sınav döneminde çocukları etkileyen en önemli unsurlardan birisi de aile tutumlarıdır. Anne babalar çocukları doğmadan bile onlar ile ilgili beklentilerini düşünür, hayal eder ve bunların olacağına inanır. Kendinizi, çocukluk yıllarınızda yaşanılamayan duyguları, gösterilemeyen başarıları onlardan isterken bulduğunuz zamanlar olacaktır.

 

Korkmayın bu doğal bir duygu. Yalnızca bu duygunun yokuş aşağıya gitmemesi adına çocuklarınızı iyi tanımanız gerekir. Bu dönemde çocuklarınız beklediği aşırı otoriter, kısıtlayıcı, ilgisiz, koruyucu ebeveynler değil demokratik olan ve ilgisini başarı duygusu ile dengede tutmayan ebeveynlerdir.

 

Çocuklarınıza sevgi duygusunu, yalnızca başardıkları zaman değil, bir koşul olmadan da gösterin. Bazı çocuklar sanat ile, bazı çocuklar spor ile güzeldir. Çocuklarınıza bu süreci keyif aldıkları hobilerinden, huzurlu aile ortamından, arkadaşları ile oynayacağı oyunlardan uzaklaşmak zorunda olduğu bir dönem olarak değil de, sorumluluk duygusunu artıracakları, büyüyerek hedef belirleyecekleri ve kendilerine inançlarının artacağı bir dönem olarak hissettirmeniz, onları ittirmeniz sonucunu doğurmayacaktır.

 

Çocuklar ittirilmez, çünkü her çocuk kendi hızında ilerler. Çocuklarınızı kıyaslamayın. Her çocuk biriciktir ve her çocuğun kendine ait başarı alanları vardır. Çocuklarınızın potansiyellerini ilk siz görün sonrasında ise onların görmesi için destek olun ve kapsayın. Kaygı duygusunu konuşun ve çözümler arayın.

 

Çocukların ders çalışırken, dersten derse koşarken, deneme sınavlarına katılırken sıkılabileceğini lütfen unutmayın. Çocuğunuza ve çocuğunuzla olan ilişkinize vakit ayırın.

 

Çocuklarınız sınav sürecine girdiği için değişmezler. Onlardan değişmelerini beklemek, çocuğunuzda kaygı ve endişe duygularını meydana getirecek ve özgüvenlerini etkileyecektir. Sınav sürecinde ev ortamını olağan hal olarak ilan etmek yerine, günlük hayatınızda devam eden rutinlerinize devam etmeye çalışın. Rutinler insanı kaygıdan uzak tutan en önemli unsurdur. Bu süreçte, mükemmelliyetçi duygulardan kaçınmak, çevrenize değil kendi çocuğunuzun potansiyeline odaklanmak, çocuklarınıza gerçekçi hedef belirleme konusunda yardımcı olmak ve bu sürecin onun kişiliğiyle ilgisi olmadığını açıklamak olumlu sonuçlar doğurmaktadır.

 

Yüksek beklentiye girmek değil gerçekçi beklentiler ile çocuklarınızı desteklemek çocuğunuza en güzel başarıları getirecektir. Bu süreç içerisinde çocuklarınız ile programlı ilerlemek, sorumluluk duygusunu destekleyici yaklaşımlarda bulunmak, birbirinize vakit ayırmak ve süreç hakkında sürekli konuşmaktan kaçınmak çocuklarınızda ki motivasyon ışığını ortaya çıkaracaktır.

 

Sınav kavramı iki şekilde açıklanır. Birincisi kişilerin derecesini anlamak için uygulanan bir uygulama, ikincisi ise kişilerin dayanıklılık gücünü artıran, kendine güvenini sağlamlaştıran ve hedef belirlemesine yardımcı olan bir uygulama.

 

Bizler birincisini seçerek çocuğumuza bunu lanse edersek, motivasyonları düşer. Motivasyonu düşen bir çocukta maalesef solan bir çiçeğe benzer. Sınav döneminde ikinci süreci yaşayan çocuklar ise yalnızca sınav zamanı geldiğinde değil, her an kendine inanan, hedefleri olan çocuklar haline dönüşeceklerdir.

 

Çocuklarınızla kolej sınavının neden geleceği için önemli olduğunu konuşmak, başarısızlığa değil başarıya odaklanmak, sınavı kazanamamanın başarısızlık değil yeni bir sürece adım atmak olduğunu onlara anlatmak, hedeflerimiz için emek vermenin değerini konuşmak ve en önemlisi çocuklarınıza sonuç odaklı değil süreç odaklı düşünmeyi öğretmek en büyük başarıdır. Sevgili aileler unutmayınız ki çocuklarınızın başarısı veya başarısızlığı sizin başarınız veya başarısızlığınız değildir.

 

En güzel başarı emek verilen bir aile ilişkisi ve kendine inancı gelişen çocuklar yetiştirmektir. Sınav sürecinde sınav kaygısı yaşayan, kaygısını yönetmekte zorlanan ve kaygıdan dolayı günlük hayat ve ilişkileri etkilenen çocuklar için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek almayı unutmayınız.