Öykü Asker Şirket

Klinik Psikolog

Münire Şirket Uğural

Ailemiz Dergisi’nin yeni köşesi olan Annelik Hikayeleri devam ediyor. Annelerin anne olma sürecinde yaşamış olduklarına, zorluklarına ve tabii anne olmanın keyfine odaklanan yazı dizisinin yeni konuğu ile karşınızdayız.

 

Bize kendinizi tanıtabilir misiniz?

 

İsmim Öykü Asker Şirket, 40 yaşındayım, Girne’de yaşıyorum. DAÜ İletişim Mezunuyum. Yaklaşık 17 yıldır özel bir iletişim şirketinde çalışmaktayım. Şirketteki görevime, Müşteri Deneyimi Yöneticisi olarak devam etmekteyim.

 

Kaç çocuğunuz var?

 

3,5 yaşında, Alin isminde bir kızım var.

 

Peki hamileliğiniz nasıl geçti? Güzel anılarınız var mı?

 

Hamileliğim boyunca sadece ara sıra midede yanma problemi yaşadım.  Bunun dışında hamileliğim rahat geçti diyebilirim. Hamileliğim ile ilgili unutamadığım en önemli anım, arkadaşlarım ve kardeşlerimle İzmir’e gitmiştik.

 

Gitmeden önce, bölgedeki etkinliklere baktım ve o tarihlerde bir Rock Fest olduğunu gördüm. Festivalde en sevdiğim sanatçılar yer alıyordu. Çekiliş vardı ona katıldım ve binlerce kişi arasında yapılan çekilişte, 3 günlük kombine bileti kazanan 2 kişiden biri ben olmuştum. Ancak hamileliğin verdiği erken uyuklamalarım sonucunda, uyuduğum için hiçbir gece konserine katılamadım 😊

Normal bir zaman olsa buna çok üzülürdüm ancak karnımdaki büyüyen kızımı düşündükçe, gitmediğim için buna üzülmedim, güzel bir anı olarak kaldı.

Doğumdan aklınızda neler kaldı? 

 

Öncelikle belirteyim, ben iğneden çok korkan bir insanım. Gerek hamileliğim boyunca gerekse doğumda ne kadar az iğne olacaksam onu tercih ettim. Doğum normal olmayacağı için ben de tek ve küçük iğneli sezeryanı tercih ettim. Ancak anestezist benimle konuşa konuşa, ben hiç fark etmeden belden iğneyi yapmıştı bile. Yatırdığında yine sordu “Bayıltalım mı tamamen?” ben de “Evet” dedim ve o an öğrendim ki iğne yapılmış, doğum işlemi başlıyormuş😊   Bundan dolayı spinal doğum yaptım.

 

İyi ki bu şekilde oldu. Hem doğum sancısı çekmemiş oldum hem de kızım doğduğu ilk anda onu kucağıma almış, kokusunu duymuş oldum.

 

Bebeğinizi ilk ne zaman kucağınıza aldınız? Neler hissettiniz?

 

Bebeğimi ilk doğduğu anda kucağıma verdiler.

 

O küçücük bebeğin benim olduğunu, uzun bir süre de bana hep ihtiyacı olacağını düşünüp, farklı hislere kapılıp ağlamaya başlamıştım. İşte o an hayatımda yeni bir dönem ve annelik statüsü başlangıcı olmuştu.

 

 

Çocuğunuzun ilk oyunları nelerdi?

 

Alin’e eve çıktığımız günden beri hep müzik dinlettim. Bebekken ışıklı ve sesli oyuncaklara çok tepki veriyordu. Sonrasında da zaten tam bir müzik sevdalısı oldu diyebiliriz.

 

Bebekken kucağımızda dans etmekten, konuşmayı yeni öğrenmeye başladığı zamandan beri ise şarkı söylemekten çok mutlu oluyor.

 

Oyun olarak da bir buçuk yaşından beri, kendi deyimiyle ‘SAPLAMBAÇ’ 😊  oynamayı çok seviyor.

 

Saklambaç oyunu sayesinde iki yaşına gelmeden 1’den 10’a kadar saymayı öğrendiğini söylemeden geçemeyeceğim.

 

Çocuğunuzun ilk yürümesi nasıl ve nerede oldu? Neler hissettiniz?

 

Alin hiç emeklemedi. 6 aylıkken az da olsa yürütece koyuyorduk. Pandemi dolayısıyla sokağa çıkma yasağından dolayı evin içinde yürüteçle geziyordu.

 

1 yaşına gelmeden kendi başına adım atmaya başladı. Ancak emeklemeyi bilmediği için düştüğü zaman olduğu yerde kalıp, ayağa kalkamıyordu 😊

 

13 aylıkken hem yürümeyi hem de düştüğünde kalkmayı öğrendi..

 

Çocuğunuzun ilk anne baba demesi ne zaman oldu? Neler hissettiniz?

 

6 aylıkken ‘baba’,8 aylıkken de ‘anne’ dedi. Gerçek anlamda bize çağırmaya başladığı zaman fark ettik ki, ilk aylarda, konuşmaya ve kelime söylemeye başlamadan önce çıkardığı seslere, biz kendimiz anlam vermişiz, aslında onlar sadece sesten oluşmaktaymış.

 

Bilinçli olarak bizlere çağırdığı zamanki hisleri anlatmak gerekirse ‘tarifsiz bir mutluluk’ olarak tanımlayabilirim.

Peki şu an çocuğunuzla neler yapıyorsunuz?

 

Alin 3 yaşına girdiğinden beri montessori eğitimi veren bir okula gidiyor. Bu okullarda sürekli etkinlik yapılmaktadır.

 

Okuldan geriye kalan zamanlarında, eve geldiğinde okuldaki etkinlikleri tekrardan yapmayı, müzik açıp dans etmeyi, oyuncak mikrofonlarımızla şarkı söylemeyi çok seviyor. Bunların yanında ben yemek veya temizlik yaparken, çoğu zaman gelip bana yardım etmeyi istiyor. Kendisinin de yapabildiğini gördüğü zaman, büyüdüğü için çok mutlu oluyor 😊 Dışarı çıktığımız zamanlarda, gideceğimiz yerleri, çoğunlukla çocukların da güzel vakit geçireceği yerler olarak tercih ediyoruz. Hem onunla daha fazla vakit geçirmiş oluyoruz, hem de mutlu olduğunu gördükçe, olduğumuz ortamdan daha çok zevk alıyoruz.

 

Gelecek planlarınız nelerdir?

Her anne ve baba gibi biz de çocuğumuzu en iyi imkanlarda yetiştirmek, kendisine güzel bir gelecek hazırlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Yaşı gereği karakterinin olgunlaşma dönemi olduğu için, şu anda, çocuğumuzu kendi ayakları üzerinde durmayı bilen, başkalarına bağımlı kalmadan, kendi işini kendisinin yapacağı bir birey olarak yetiştirmeye çalışıyoruz.

 

Yeni anne adaylarına önerileriniz nelerdir?

 

Yeni anne adaylarına önerim, eğer süpriz bir hamilelik olmayacaksa, öncelikle eşinizle evlendikten sonra uzun zaman geçirin. Yapmak istediklerinizi yapın, gitmek istediğiniz yerlere gidin ve gerçek anlamda anneliğe hazır olduğunuz zaman çocuk yapmayı planlayın. Dıştan gelen baskılara aldırış etmeyin, eşinizle birlikte bu statüye hazır olduğunuz zaman anne-baba olun.

 

Hamileyken son aylarınızda, bebeğinizin karnınızdaki hareketlerini videoya çekip, o anları ölümsüzleştirin. Doğum sonrası inanılmaz bir zevkle bu olayı izlediğinizde bana hak vereceksiniz😊

 

Her yaptığı ilkleri not edin, hatta fotoğraflarıyla ölümsüzleştirin. Hem çocuğunuza çok güzel bir anı bırakmış olacaksınız, hem de zaman geçtikten sonra aklınızdan çıkan olayları hatırlamış olacaksınız..

 

Çocuğunuzla geçirebileceğiniz kadar birlikte vakit geçirin, zaman çok hızlı geçtiğinden dolayı, geçen her anı birlikte değerlendirin, ona sarılın, onu çok sevdiğinizi söyleyip sevgi dolu bireyler yetiştirin.

 

Son olarak söylemek istediğim ise ‘Ben bu dünyada en çok anne olmayı sevdim.’ Anne olmak isteyen herkesin, bir gün bu dileğinin gerçek olması dileğiyle…