Hatice Özalp

Mine Avkıran Nur

ve Ferhat Atik

 

Hatice Özalp… Adeta kabuğuna sığmayan bir eczacı… Sıradan eczacılardan farklı olarak organik ürünlere ulaşımı kolaylaştırmak adına bu ürünleri bir arada topladığı bir dükkana sahip olan Hatice Özalp, önemli de bir mesaj veriyor: “Organik dükkana daha sık uğrarsanız eczaneye daha az ihtiyacınız olur, biz her iki tarafta da size hizmet vermek için varız.”

 

Tüm bunların yanı sıra kişinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir sağlık koçu ve aynı zamanda bach çiçekleri terapisi, aromaterapi, homeopati gibi alternatif ve tamamlayıcı tedavilerle uğraşan enerji dolu bir kişi olan Hatice Özalp, Ailemiz Dergisi’ne özel bilgiler ve önemli mesajlar verdi.

Eczacılık mesleğinizi icra ederken organik ürünler dükkanı açmanız ve sağlık koçluğuna başlamanızın hikayesini anlatır mısınız?

 

1979 yılında Mehmetçik’te doğdum.

 

Kocaman bir ailenin yedi numaralı çocuğuyum. Dünyada bana verilmiş en büyük hediye, ailemdir. Evin son çocuğu olduğumdan dolayı kimsenin benim hayal gücümü kısıtlayacak vakti olmadı ben büyürken. Dolayısıyla sürekli hayal kurup bu hayalleri gerçekleştirmek için uğraşarak geçirdiğim bir yaşamım var. Bu da beni yenilikçi, girişimci bir iş insanı yaptı.

Eczacıyım, eşim Yıldırım Yiğitoğlu ile yürüttüğümüz organik dükkân ve eczanelerden oluşan bir aile şirketimiz var.

 

Hikayemizi anlatayım.

 

Hayat, ihtiyaçların belirmesi ve bu ihtiyaçları karşılama döngüsü içinde geçen bir zamanlar bütünüdür. Doğadaki aslan, acıktığında karşısına çıkan her şeyi yenilebilir veya yenilemez diye ikiye ayırır, günün güzelliğini göremez, kuşların kanat seslerini duymaz bile çocuklarını koklamaz.

 

İhtiyaç olgusu bizim için de aynen böyledir, sadece bizim ihtiyaçlarımız o kadar arttı ve değişti ki bazen neye ihtiyacımız olduğunu kestiremeyebiliriz. Hatta bu bir ihtiyaç mı, ihtiyaç ise bana ait bir ihtiyaç mı? Yoksa sadece bir istek mi, bilemeyebiliriz. Bunları fark etmek için kendimizle baş başa kalmamız veya bir profesyonel koçtan, koçluk almamız gerekebilir. Benim meslek konusundaki yolculuğum, buralarda sıkışıklık hissedince başladı sanırım. İnsanları oldum olası çok severim, onlarla sohbet etmeye, paylaşımlarda bulunmaya bayılırım.

 

Eczane, bunlar için biçilmiş kaftan. Burada; sohbet, yardım, paylaşım, her şey var.

 

Lakin eczanede sadece eczacı olmak bana yetmedi. Koçluk eğitimleri alarak profesyonel çözüm odaklı koç oldum. Kişi ve kurumlara eğitimler hazırlayarak sunumlar yapmaya başladım. Bunları da yapmak yetmedi.

 

Anne olunca organik ürünler aramaya başladım ve bulmakta çok zorlandım. Birçok kişinin zorlandığını da görünce eşimle kolları sıvadık ve Kuzey Kıbrıs’ın ilk tam donanımlı organik dükkanı olan Kyrenia Life Organic’i Girne’de açtık.

Organik dükkanınızda neler var?

 

Şu an organik dükkanımızda bir evin ihtiyacını karşılayacak her şey mevcut. Haftada iki gün Pazartesi ve Perşembe olmak üzere organik sertifikalı yumurta, tavuk ve mevsimde var olan sebze meyvelerimiz gelmektedir. Onun yanında kozmetik, kişisel ve ev temizliği ürünleri, tüm mutfak ihtiyaçları bulunmaktadır.

Dünyanın farklı yerlerindeki organik fuarlara gittik ve hala gidiyoruz. Organik dükkanımız ve eczanemiz yan yana iki dükkandır ve biz orada bir mesaj veriyoruz; organik dükkana daha sık uğrarsanız eczaneye daha az ihtiyacınız olur, biz her iki tarafta da size hizmet vermek için varız.

 

Neden organik ürünler tüketmeliyiz?

 

Tüm dünyada artan tüketim yüzünden daha kısa sürede daha çok ürün üretme yoluna girildi. Durum yiyeceklerde de aynı olunca, kullanılan denetimsiz hormonlar ve kimyasallar korkutucu noktaya geldi.

 

Organik, bir sertifikasyon yöntemidir. Ürün, henüz toprağa ekilmeden önce toprak analiz edilir ve tohum toprağa ekilip sofraya gelinceye kadar belirli aralıklarla testler yapılarak denetlenir.

 

Bir sağlıkçı olarak organik ürün, benim için gönül rahatlığı işidir. Bir anneye, bebeğe veya tedavi gören birine herhangi bir ürün verdiğimde gece yatağa başımı rahat koyabiliyorsam işimi yapıyorum demektir.

 

Bizim bedenimiz dışarıdan aldığımız zararlı ürünleri tanımaz ve ne yapacağını da bilemez. O yüzden vücudumuzda toksinler oluşur ve bu zaman içinde bizi hasta eder.

 

Organikte ise durum farklıdır, bedenimiz organiği varoluştan beri tanır ve onunla ne yapacağını çok iyi bilir.

 

Alternatif ve tamamlayıcı tedavilerle de ilgileniyorsunuz. Bunlardan bahseder misiniz? Ne gibi hizmetleriniz var?

Organik dükkanla birlikte ihtiyaca yönelik, ilk yardım kurslarımız, kitap imza günlerimiz, iki toplumlu anne bebek destek toplantıları, emzirme kursları ve workshoplar düzenliyoruz.

 

Alternatif ve tamamlayıcı tedaviler olan bach çiçekleri terapisi, aromaterapi ve alternatif tıp yöntemi olan homeopati gibi eğitimler alıp danışanlarımıza mevcut çözümlerin yanında çözüm alternatifleri sunuyoruz.

 

Sağlık koçluğu görüşmeleri ile kişiye özel danışmanlıklar sunup yolculuklarında yoldaşlık etmekten çok keyif alıyoruz. Sık sık vurguladığım bir şey var; hayat başı ve sonu belli olan bir film ise, gelin bu kendi filminizin yapımcısı da yönetmeni de siz olun.

 

Ebeveynlere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Diyeceğim şudur ki; çocuklarımızın hayallerine alan açarsak eğer, kendi iç sesimize de alan açarız.

 

Dünyayı daha yaşanır bir yer haline getirebilmek için hem çocuklara hem içimizdeki bilge seslere ihtiyacımız var. Gelin bol bol hayal kurup onları plan haline getirelim. Hayal kurdukça duygusal dünyamız zenginleşir. Duygusal dünyamız dengelenince zihnimiz planlar, çözümler üretmeye başlar.

 

Bedenimize gelince; ne yersek oyuz. Kendinize iyi bakın ki o da sizi taşıyabilsin. Çok kıymetlisiniz ve siz buna değersiniz inanın. Biz, sağlıklı olmayı hasta olmaktan daha iyi biliyoruz.