20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı

Eğitim Uzmanı  ve Danışmanı

Ayşe Hunat Öztoprak

Kıbrıs Türk halkını, milli mücadele yıllarının ardından bağımsızlığına ulaştıran 20 Temmuz Barış Harekatı’nın anması ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramının 48. yıldönümü kutlu olsun.

 

Ulusal bayramımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde törenler ve etkinliklerle kutlanacak ancak tüm anmaların ve kutlamaların yanı sıra yaşananlar da aktarılacak.

 

Osmanlı İmparatorluğu, adayı 1878’de 50 yıl süreliğine kira antlaşması ile Birleşik Krallığa bırakır.  Türkler ve Rumlar arasında yaşanan ilk olaylar işte bu sürenin sonlarına yaklaştıkça baş gösterir. Rumlar İngiltere’nin onayını almadan kendi aralarında yaptıkları oylama sonucu Yunanistan’a katılma isteğinde bulunur ancak Birleşik Krallık yönetimi buna izin vermez. Böylelikle 1950’lerin sonlarına kadar süren bağımsızlık hareketi başlar ve 1960’da Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulması ile sonuçlanır. Ancak adadan çekilen İngiliz yönetiminin ardından Türklerle ortak bir devlete sıcak bakmayan Rumlar, Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koymayı hedefler. Siyasi kavgalar olarak başlayan saldırılar yerini çatışmalara bırakır.

 

Türklerin devlet makamlarında yer alması, kamu işlerinde Kıbrıslı Türklerin görev alması ve tüm bunlara ek olarak başkan yardımcılığı pozisyonunun Türklere ayrılmış olması, Rumlar arasında büyük rahatsızlıklara neden olur.

 

1960 Anayasasının Kıbrıslı Türklere fazla hak tanıdığına inanılıyordu ve Yunanistan’a bağlanmayı engelleyebileceğinden korkuluyordu.

 

Kıbrıslı Rumların lehine reform yapmaya yönelik hazırlanan Akritas planı, Türk tarafınca reddedildi. Kanlı Noel olarak anılan toplumsal şiddet olayları yaşanmaya başlandı.

 

Başkan Makarios ve Başkan yardımcısı Dr. Küçük’ün bulundukları barış çağrıları kulak ardı edildi, hızlı bir şekilde şiddet olayları alevlendi.

 

Türk ordusu birlikleri Lefkoşa – Girne yolunu kontrolü altına aldı ve 1974’e kadar da elinde tuttu.

 

Kıbrıs Barış Harekatı esnasında oldukça stratejik bir pozisyona sahip olan yolun, Rumlar tarafından 1963-1974 yılları arasındaki kullanımı ancak BM konvoylarının eşliğinde gerçekleştirilebiliyordu.

 

Yaşanan olaylar 700 Türkün rehin alınmasına, 364 Türk’ün, 174 Rum’un hayatlarını kaybetmesine, 109 Kıbrıslı Türk veya karma köyün yıkılmasına ve 30.000 Kıbrıslı Türk’ün yerinden olmasına neden oldu.

 

Siyasi boyutta ise Kıbrıslı Türklerin ada yönetimine katılımı son buldu ve Cumhuriyetin yapısı tek taraflı olarak Makarios tarafından düzenlendi.

 

UNFICYP birliklerinin adaya yerleşmesi ve adanın Yeşil Hat ile bölünmesi ile sonuçlandı.

Kıbrıs’ta yaşananlar, Türkiye’nin müdahale etme gerekliliğine karar vermesine ve garantör devlet olarak müdahale hakkını kullanmaya sevk etti.

 

Diğer garantör ülkelerin desteğini almak üzere görüşmeler başladığında bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hazırlıklara girişti.

 

Dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit, gerçekleştirdiği görüşmelerden bir sonuç alamayacağını anladığında, amacının ‘barış’ olduğunu belirttiği Barış Harekatının kararını aldı.

 

20 Temmuz 1974 sabahı 06.05 itibari ile havadan ve denizden çıkarma başladı.

 

22 Temmuz 1974 akşam 17.00 itibari ile Başbakan Bülent Ecevit ateşkese karar verdi.

 

Kıbrıs Barış Harekatı sonunda…

 

Kıbrıslı Türkler 70 mücahit, 270 sivil olmak üzere 1672 ölü ve binlerce yaralı verdi.

 

TSK ise 415 Kara, 65 Deniz, 5 Hava, 13 jandarma olmak üzere toplam 498 ölü ve 1200 yaralı.

 

1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.