Kokusuz ve Renksiz Ama Hayatımızın Temel Kaynağı

Uzman Diyetisyen

Selen Teksoy Tamel

Kokusuz ve renksiz ama hayatımızın olmazsa olmazlarından…Yaşam kaynaklarımızdan biri olan su… Suyun önemini anlatmada daha güzel bir cümle olabilir mi sizce?

 

Su, her yetişkinin olduğu gibi her çocuğun da ihtiyacı, hatta çocukların vücudundaki su oranı, yetişkinlere göre daha yüksek olduğu için (Çocuklarda %75, yetişkinlerde %60) çocukların su ihtiyaçları da oransal olarak daha yüksektir ve bu ihtiyaç;

  • Yaşa,
  • Cinsiyete,
  • Kiloya,
  • Boya ve
  • Aktivite düzeyine göre değişebilir.

 

Ciltlerindeki su kaybı oranı yetişkinlere göre daha yüksek olan çocuklar, sıvı kaybı riskine karşı daha hassas durumdadır.

 

Çocuklar gün boyu sürekli hareket halindedir.

Terledikleri, nefes aldıkları veya tuvalete gittikleri her an su kaybı yaşarlar. Bundan dolayı çocuklar için ilk kural, gün boyu kaybedilen suyu geri kazanmaktır.

 

Bebeklerin ve çocukların ihtiyaç duydukları günlük su miktarları ortalama;

 

  • 1-3 yaş: 1.3 litre,
  • 4-8 yaş : 1.4 litre,
  • 9-13 yaş: Kızlarda 2.1 litre, erkelerde 2.4 litre,
  • 14-18 yaş: Kızlarda 2.3 litre, erkeklerde ise 3.3 litre, su içilmesi gerekir.

 

Ebeveynlere bu durumda da oldukça büyük görevler düşmektedir.

 

Çocukları sıvı almaya teşvik etme mücadelesinin yarısı, onlara sürekli su içmeyi hatırlatmakla; kalan diğer yarısı da bunu gerçekten yapmalarını sağlamakla geçer.

 

2015 yılında Nestle Purelife tarafından 6-12 yaş 1077 anne ile yürütülen bir çalışma bize göstermiştir ki annelerin %52 si çocuklarına düzenli olarak su içmeyi hatırlatır. Ancak örneklerle yönlendirme yapmak daha güçlü bir mesaj vermenizi sağlar.

Bir su tablosuyla işe başlamayı deneyebilirsiniz.

 

Çeteleme usulü veya çıkartmalarla eğlenerek alışkanlık kazandırabilirsiniz. Ya da onların sevebileceği renkte ve özel tasarımlı su mataraları ile de onları teşvik edebilirsiniz.

 

Günlük su tüketiminde çocuğunuza örnek olun

 

Su, vücudumuzda besinleri ve oksijeni organlara taşımak, vücut ısısını dengelemek, metabolizmayı düzenlemek, toksik maddelerin atılmasını sağlamak ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi birçok önemli görevi üstlenir. Hatta gerektiği kadar içilmediğinde fiziksel ve zihinsel performansta ciddi sorunlar ortaya çıkabilir.

 

Yetersiz su tüketen çocukların konsantrasyonları düşebilir ve öğrenme yetenekleri azalabilir. Bu da başarıyı olumsuz yönde etkiler.

 

Bu kadar önemli görevleri olan suyun çocuklarınızda alışkanlık haline gelebilmesi için ebeveynler olarak örnek olmanız bu alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olabilir.

 

Çocuklar her şeyde olduğu gibi yeme-içme alışkanlıklarında da anne —babalarını rol model kabul eder.

 

Anne ve babaların çocukların yanında sık sık su içmeleri ve suyun sağlık açısından önemini anlatmaları bunu daha da kolaylaştıracaktır.

 

Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da yeterli su içilip içilmediğini anlamanın en kolay yolu idrar rengini takip etmekle olur.

 

İdrar renginin koyu renkte olması onun yeteri kadar su içmediğini göstermektedir. Bunu da çocuğunuza anlatırsanız o zaman belli bir yaştan sonra kendi idrar rengini takip etme alışkanlığına sahip olarak su içme miktarını ayarlamasını sağlayabilirsiniz.

 

Suyun fazla tüketilmesi zararlı mı?

 

Sıklıkla karşılaştığımız sorulardan bir tanesi de suyun fazla tüketilmesinde herhangi bir sakınca olup olmadığı sorusudur.

 

Suyun azlığı kadar fazlalığının da vücuda zarar verebileceği unutulmamalıdır.

 

Normal koşullarda fazla su içilmesi böbreklerin aşırı çalışmasına, vücuttaki sodyum, potasyum ve birçok mineral dengesinin bozulmasına neden olur. Bunlara bağlı olarak vücuttaki tüm işlevsel faaliyetler olumsuz bir şekilde etkilenir. Bu durumda çocuğunuza eğitim verirken önemle üzerinde durmanız gereken nokta suyun az içilmesi durumundaki sağlık sorunlarının yanı sıra fazla tüketilmesinde de nasıl sakıncaları olduğunun vurgulanmasıdır.

 

Son olarak; bizler için küçük ama dünyamız için çok büyük değişiklik sağlayacak bir konuya daha değinmek isterim.

 

Su içme alışkanlığını çocuklarımıza kazandırırken doğamıza zarar veren ve doğada kaybolma süresi bin yıl gibi çok uzun bir süreyi alan plastik malzemelerle olmamasına özen gösterelim. Bu değişiklik aslında onların daha güzel bir dünyada yaşamasını sağlamak için bunu da unutmayalım.