Çocuklarda Diş Teli Tedavisi

Ortodonti Uzmanı Diş Hekimi Deniz Dellaloğlu

Ortodonti; dişlerin çapraşıklıkları, çene kemiklerinin birbirleri ve kafa kemikleri ile ilişkisini inceleyen ve bunlara bağlı mevcut problemlerin teşhisini koyan diş hekimliği dalıdır. Halk arasında “tel tedavisi” olarak bilinen ortodontik tedavi ile dişlerdeki çapraşıklıklar ve aralıklar kolayca düzeltilip, doğru ve sağlıklı bir gülümseme elde edilebilir. Günümüzde her yaşta rahatlıkla ortodontik tedavi yapılabilse de erken teşhis edilen diş bozukluklarının tedavi seçenekleri daha fazla olduğu için mutlaka bir ortodonti uzmanı tarafından değerlendirme gerekmektedir.

Birçok ebeveyn artık çocuklarının ilk doğum gününü takiben yıllık rutin diş hekimi muayenelerine başlanması gerektiğini bilmektedir ancak ortodontik tedaviye ne zaman başlanması gerektiğiyle ilgili kafa karışıklığı yaşanmaktadır. Bizler, ortodonti uzmanları olarak, çocukların ilk ortodontik muayenelerinin 7 yaşında yapılmasını öneriyoruz.

Çocukların büyüme hızları birbirlerinden farklıdır ancak çoğu çocukta altı yaş civarında süt dişleri sallanarak düşmeye başlar ve yetişkin azı dişleri ortaya çıkar. Bu noktada dişlerin temel dizilimini, eksik veya fazla dişlerin varlığını değerlendirebiliriz. Ayrıca gelecekte ağızda yer alması beklenen tüm kalıcı dişler için ihtiyaç duyulan yerin olup olmadığını tespit etmek de mümkün olabilir. Eğer gerekli yer olmayacağı ön görülüyorsa tedavi planları geliştirilebilir. Erken dönemde fark edilen problemlerin tedavisine küçük yaşta başlanıldığında çocuğun kendisinin takıp çıkartabildiği hareketli aparey gibi daha basit yöntemlerle sonuca ulaşılmaktadır. Erken tedavinin amacı, süt dişlerinin görünümlerini iyileştirmek değil, daha ziyade gelecek kalıcı dişler için sağlıklı bir ortam yaratmaktır. Erken tedaviler çocuğun doğal büyüme süreciyle beraber etki ettiği için uzun dönemde de daha kalıcı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Peki hangi durumlarda hemen ortodonti uzmanına başvurmak gerekir?

  • Süt dişlerinin erken kaybında
  • Süt dişleri düşmeleri gereken zamanda düşmediklerinde
  • Çiğnemede veya ısırmada güçlük görülüyorsa
  • Ağız açık solunum ve horlama varsa
  • Çenelerde kayma varsa ve açıp kapamada ses duyuluyorsa
  • Konuşma bozukluğu varsa
  • Sürekli olarak yanak veya dudak ısırma varsa
  • Diş gıcırdatılıyorsa
  • Yüz gelişiminde dengesizlik gözleniyorsa vakit kaybetmeden ortodonti uzmanına danışılmalıdır.

Kalıcı parmak emme, uzun süre biberon ve emzik kullanma, sürekli ağızdan nefes alma, tırnak ısırma, kalem ısırma ve dil itimi bir çocuğun çene, diş ve ağız gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek kötü alışkanlıklardır. Çocuklarda emme refleksi her ne kadar doğal bir refleks olsa da 2- 4 yaş arasında bu alışkanlık terk edilmelidir. Emzik, biberon, battaniye veya parmak emmenin devam etmesi çenelere uygulanan basınç nedeniyle alt ve üst dişler arasında boşluklar açılmasına veya üst çenede daralmaya bağlı olarak dişlerde çapraşıklık oluşmasına sebep olmaktadır. Bütün bu değişiklikler, alt ve üst çenenin uyumlu kapanmasını engelleyerek çiğneme sırasında problemlere, çene kaslarında ağrıya ve burun yerine ağız yoluyla nefes almaya neden olmaktadır. Çocuklar, üst ön dişlerin alt dişleri örtmemesi sonucu aralarında açılan boşluğa dilini yerleştirmeye başlar. Böylece dil, konuşma ve yemek sırasında normal görevini yerine getiremez. Kötü alışkanlıkların ortadan kaldırılmaması nedeniyle dişler ve çene iskeletinde karşılaşılan bu sorunların yanı sıra özgüven kaybına da yol açabilir. Çocuğun alışkanlığını bırakması için öncelikle pozitif yönlendirme ve ödüllendirme ile motivasyonu arttırılabilir. Alışkanlığın bıraktırılması için öncelikle çocuğun bu konuda istekli olması ve bu alışkanlığı devam ettirmesine neden olan stres faktörlerinin de ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Ortodonti uzmanı tarafından üst çeneye yerleştirilen damak kısmında parmağın ağıza yerleştirilmesini engellemek için çeşitli tel uzantıları bulunan alışkanlık kırıcı apareyler hazırlanır. Bu yerleştirilen apareyler, çocukta herhangi bir ağrıya neden olmamakla beraber, birkaç günlük bir alışma süresi gerektirmektedirler. Eğer çocuk apareyi takmazsa, üst dişlere yapıştırılarak ağız içine sabitlenebilir. Bu apareyler sayesinde hem parmak emme alışkanlığı ortadan kaldırılabilir, hem de üst ön dişlerdeki ufak çapraşıklıkları düzeltilebilir. Ayrıca, parmak emme alışkanlığına bağlı meydana gelen üst çene daralmalarında, aparey ile üst çene genişlemesi de sağlanabilir.

Özellikle küçük çocuklarda, emilen parmak bir bandajla sarılarak; parmağını emmemesi yönünde hatırlatma yapılabilir. Bütün bunların yetersiz kaldığı durumlarda duygusal ihtiyaçlar da parmak emme gibi alışkanlıklara neden olabildiği için, bu süreçte bir çocuk ve ergen psikolojisi uzmanından destek almak da uygun olabilir.

Tedavi edilmeyen ortodontik problemler ilerleyen yıllarda daha da kötüleşerek karşımıza çıkabilmektedir. Ortodontik tedavinin yapılmaması diş çürümesinde, dişeti hastalıklarında, dişleri yerinde tutan kemiğin hasar görmesinde, diş kaybında, çiğneme ve buna bağlı olarak sindirim güçlüğünde veya diş minesinin fazlasıyla aşınmasında etken olabilir.

Sonuç olarak ortodontik tedavi ne kadar erken değerlendirilir ve uygun bir tedavi planı geliştirilirse sorunun ortadan kalkması da o kadar kolay olur. Böylece ileri yaşlarda, daha uzun süre ve maliyet gerektiren tedavilere ihtiyaç azaltılabilir.