Orkinos Oso

Ümmü Gülsüm Çinici

Uzun zaman önce okyanusta bir orkestra varmış. Orkestraların mutlaka bir şefi olurmuş. Okyanus orkestrasının şefliğini de orkinoslar yaparmış.

Şef olma sırası şimdi Oso adındaki orkinostaymış. Fakat Oso kendini şef olmaya hazır hissetmiyormuş. Oso her gün “Şef olmak hiç kolay değil. Herkesi ben kontrol etmeliyim. O kadar sesi duyamam, ayıramam. Bu çok zor.” diye geçirirmiş aklından.

Bir gün Oso, tek başına yüzmeye çıkmış. Yüzdükçe rahatlamış ve saatlerce devam etmiş. Yorulduğunu hissedince durmuş. Derinlerden yüzeye çıkmış. Nerede olduğunu anlamaya çalışmış.

Yakınında bir ada varmış. Adayı inceleyen orkinosa hiç beklemediği anda biri “Merhaba!” demiş. Oso, sıçramış. Ornitorengi görmüş, “Merhaba” demiş şaşkın şaşkın.

Devamında uzun bir sohbet başlamış aralarında. Akşam olurken orkinos “ Şimdi eve gitmeliyim. Ailemin burada olduğumdan haberi yok. Merak ederler. Yarın izin alır gelirim.” demiş. Ornitorenk “Seni bekleyeceğim.” demiş ve ayrılmışlar.

Orkinos eve gidince yaşadıklarını annesine anlatmış. Annesi “Ornitorenkler uysal ve iyi canlılardır. Bir ornitorenkle tanışmana sevindim.” demiş. Görüşmelerine izin vermiş.

Ertesi gün iki arkadaş buluşmuş. Birlikte yüzmüşler, eğlenmişler. İkisi de çok geçmeden acıkmış. Avlanmaya çıkmışlar.

Ornitorenk, suyun içinde gözlerini kapatıyor, sesleri dinliyor ve avını duyarak yakalıyormuş. Oso onu uzun süre izlemiş. Kendi de onun gibi yapmaya çalışmış. İlk denemede bir av yakalayamamış çünkü sesleri takip edemiyormuş. Ama Oso, ikinci, üçüncü, dördüncü derken dinlemeye devam etmiş. Vazgeçmemiş. Sonunda dinleyerek avını yakalamayı başarmış. Daha önemlisi sesleri takip edebilmiş.

Şef olmak için en büyük engelini bu çalışmayla aşabileceğini fark etmiş. Oso şef olmak ve sesleri duymak konusundaki kaygılarını arkadaşı ornitorengle paylaşmış. O da Oso’ya destek olmuş. Oso ornitorenkle avlanmaya birkaç hafta daha devam etmiş.

Artık sesleri çok iyi duyan bir şefmiş ve orkestrasının başındaymış. Birkaç ay sonra Oso ilk kez konserde orkestrasına şeflik yapmış. Bu konserde ornitorenk arkadaşını en önde izlemiş. Oso, orkestrasıyla herkesi büyülemiş.

Ornitorenk, arkadaşının çok çalışarak yakaladığı başarıyı dakikalarca alkışlamış. Zorluklar karşısında çabuk pes edenler kazanabilir mi hiç?