Yaşlı Yarasa

Ümmü Gülsüm Çinici

Bilinmeyen bir zamanda, bilinmeyen bir mağarada çok yaşlı bir yarasa yaşarmış.

Yarasa uzun yıllardır yalnızmış. Kimseler yuvasına uğramazmış. Ama bir sabah yuvasına bir yabancı gelmiş. Bu da kimmiş?

Yarasa uzaktan, onu incelemiş. O, yavru bir yengece benziyormuş. İyice yaklaşıp bakarken yengeç aniden hareketlenmiş. Yan yan iki adım atmış. Yalpalayıp yere kapaklanmış. Yarasa, ne yapması gerektiğini düşünmüş. Yavru bir an önce suya girmeliymiş. Ama tek başına bunu yapamazmış. Ve de deniz çok uzaktaymış. Hemen bulduğu taşlarla yengece bir havuz yapmış. Suyla doldurmuş. Yengeci havuza taşımış. Suyun içine yatırmış. Yarasa onun aç olabileceğini de düşünmüş. Yavru yengece kuru yosun vermiş. Yengeç yumuk gözlerini açmış. Yarasanın yuvası karanlıkmış. Ancak dikkatlice bakmış yanında bir yarasa varmış. Çok korkmuş. Yarasa, onun korktuğunu anlamış.

Sonra “Buraya nasıl geldin?” diye sormuş ona yarasa. Yengeç hala korkuyormuş. Yarasa ondan uzaklaşmış.

Yengeç yarasanın niçin uzaklaştığını anlamış. Korkusunu yenmiş, anlatmaya başlamış.

“Yumurtadan çıkınca denize doğru gitmeye çalıştım. Dalgalar beni kıyıya doğru fırlattı. Orada bir yangın vardı. Yangından yönümü kaybettim. Denizi bulamadım. Kayboldum. Ben şimdi ne yapacağım?” demiş.

Yarasa yengece “Ben bir yarasayım. Gün ışığında gözlerim kamaşır, o yüzden şimdi dışarı çıkamam, ama gece denize ulaşmanı sağlarım.” demiş. Yengeç çok mutlu olmuş.

Yarasa çok yaşlıymış. Son zamanlarda eskisi kadar güçlü de değilmiş. Ama bu yengeci denize götürmek için kararlıymış. Yarasa ve yengeç geceye kadar uyumuş.

Gece yarısı yarasa, yengeci uyandırmış. Yengeç, yarasanın yardımıyla yola koyulmuş. Bu yolculuk ikisi için de kolay olmamış. Yengeç biraz yürümüş biraz yarasaya tutunup onunla uçmuş.

Denize varmışlar. Yengeç, yarasaya nasıl teşekkür edeceğini bilemiyormuş. Ona “Çok teşekkür ederim. Siz çok iyisiniz. Sizi hiç unutmayacağım.” demiş. Yarasanın gözleri yaşarmış.

Yarasa yıllardır yaşadığı adanın üzerinde gurur ve keyifle uçup yuvasına dönmüş. Çok yorgun ama bir o kadar da mutluymuş. Çünkü o hala birine yardım edecek kadar güçlüymüş. Sen de hiçbir karşılık beklemeden yardım edecek kadar güçlü müsün?