Otizm’de Konuşma Terapisi

Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Fatma Gizem Şile

Dil ve konuşma terapisti, iletişim ve dil (lisan) ile ilgilenir ve çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda görülen konuşma, ses, konuşma ve yazıyla ifade edilen dil ve yutma bozukluklarına ilişkin terapileri yapar. Dil ve konuşma terapistleri; kekemelik; hızlı ve bozuk konuşma; artikülasyon bozukluğu ve fonolojik bozukluk (harfleri üretmeme veya birbiri yerine kullanma); gecikmiş dil ve konuşma; sendromların sebep olduğu dil ve konuşma bozuklukları; dudak damak yarığı, işitme engeli, beyin hasarı, felç, serebral palsi, otizme bağlı dil ve konuşma sorunları yaşayan bireylere yardımcı olur.

Otizm, bir spektrum bozukluğudur. Spektrumu bir gökkuşağı gibi düşünelim. Gökkuşağının bir ucu artı, diğer ucu eksi olsun. Bu artı ve eksi ucu dil ve konuşma becerisi olarak tanımlayacak olursak; artı kısımda kronolojik yaşına uygun dil ve konuşma becerilerini edinmiş çocuklar yer alırken, eksi ucunda ise sözel (konuşma, okuma, yazma) ve sözel olmayan dili (jest, mimik)  edinememiş çocuklar yer alır. OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu) tanısı alan çocukların her biri bu gökkuşağının farklı noktalarında yer alabilir. Her çocuğun otizmden etkilenme durumu (gelişim alanlarına göre) değişiklik gösterir. Bu nedenle OSB’de tek tip bir dil özelliğinden bahsedemeyiz.

OSB’de en belirgin sınırlılıklar iletişimde, dili anlamada (alıcı dil) ve konuşmada (ifade edici dil) görülen sınırlılıklardır. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta; çocuklarda öncelikli olarak alıcı dilin yani konuşmayı anlama yeteneğinin geliştiğidir. Bir çocuk önce dili anlar, komutları anlar sonrasında konuşmaya (ifade etmeye) başlar. Örneğin, bir çocuğun “Su ver.” diyebilmesi için öncelikli olarak “su” ve “vermek” kelimelerinin anlamını bilmesi gerekir.  Bunun yanında çocukların, konuşmayı edinebilmek için gerekli olan ön becerilere de sahip olması gereklidir. Bunlar göz kontağı, ortak dikkat, sıra alma, taklit becerisi olarak sıralanabilir. Göz kontağı iletişimin temelidir. Ortak dikkat, çocuğun diğerleri ile bir olaya ya da nesneye yönelik olarak dikkatini yönlendirmesi, ilgiyi paylaşması, sosyal yönelim ve ebeveyn ile aynı ilgi odağını paylaşmasıdır. Örneğin, anne bebeğe arabayı işaret ederek “Arabaya bak!” diyerek ortak dikkati kurma girişimi başlattığında, bebek de annenin bakışını ve işaretini takip edip, hedef nesneye bakarak ortak dikkat girişimine yanıt verir. Bebek ve yetişkinin aynı şeye odaklanmaları, aynı nesne üzerinde dikkatlerini paylaşmaları bir ortak dikkattir. Konuşma karşılıklı olarak gerçekleştiği için dinleme, bekleme ve sıra alma becerileri de söz öncesi dönem için önemli becerilerdir. Taklit becerileri de kazandırılması gereken becerilerdendir. Çocuklar, taklit ederek öğrenir. Konuşma da aynı zamanda bir taklit becerisidir. Hareketleri taklit edemeyen bir çocuk sesleri de taklit etmekte zorlanacaktır.

Gelişimin bir bütün olduğu, her becerinin birbirini etkilediği unutulmamalıdır. Örnek olarak,  dil becerisi yaşına uygun olmayan bir çocuğun sosyal etkileşiminin de negatif yönde etkilenmesi beklenmektedir. Bu nedenle çocukların tüm gelişim alanlarını desteklemek çok önemlidir. Multidisipliner yaklaşımı benimseyerek psikiyatristler, özel eğitim uzmanları, fizyoterapistler, ergoterapistler, odyologlar, psikologlar, öğretmenler ve bu çocukların hayatına dokunan herkesin birlikte ekip çalışması yapması verilecek eğitimin kalitesi için son derece önemlidir.