Kaplumbağa ve Komşuları

Ümmü Gülsüm Çinici

Bir varmış bir yokmuş, evleri çok güzel olmasa da çok güzel komşulukların yaşandığı bir orman varmış. Bu orman aslında çok kolay bir yerdeymiş ama bakan göremez, arayan bulamazmış.

Bu ormanda bir kaplumbağa varmış. O her sabah erken kalkarmış. Diğer hayvanlar uyanmadan kurabiyeler, çörekler pişirirmiş. Onları komşularıyla, dostlarıyla birlikte afiyetle yermiş.

Bir gün yine kaplumbağa komşularını davet etmiş. Kafasında yeni bir menü tasarlıyormuş. Kayısılı kek, kare ve çiçek şekilli kurabiyeler yanında da kavun suyu ve papatya çayı! Kaplumbağa akşam erkenden yatmış. Sabah olmuş, uyanmış. Kabuğundan çıkmaya çalışmış. Çıkamamış.

Kaplumbağa bir türlü bacaklarını kabuğundan çıkartamıyormuş. Komşusu koalaya seslenmiş.

“Koala, komşum bana yardım eder misin?”

Koala,  onun sesini duymamış. Kaplumbağa tekrar bağırmış. “Komşum bana yardım eder misin?” Koala bu sefer duymuş.  Hemen koşmuş. Komşusunu sıkışmış halde bulmuş. Kaplumbağa birkaç kez daha ayaklarını çıkarmayı denemiş ama nafile. Hiç oynamamış ayakları. Koala tanıdığı en iyi doktor olan karıncaya haber yollamış.

Karınca kısa zamanda gelmiş. Karınca kaplumbağanın kabuğuna girip bacaklarını kontrol etmiş. Sonra sormuş: “Ne zamandan beri bu haldesiniz?” “ Sabah uyandığımda böyleydi.” demiş kaplumbağa.  “Dün akşam yatmadan neler yaptınız?”

Kaplumbağa “Akşam hava çok sıcaktı. Bu yüzden bütün pencereleri açtım. Uyumadan önce kapatmayı düşündüm ama yapmadım.” deyince karınca “Hava akımı bu, sayın kaplumbağa. Bütün camları açık bırakmak iyi bir fikir değildir.” demiş. Kaplumbağa “İyileşecek miyim?” diye sormuş.

Karınca cevap vermiş: “Sizi sıcak tutacak bir kürk bulalım. Kalın bir kürkün altında bekleyin. Bir de su torbasına sıcak su koyalım. O da sizi iyice ısıtsın! Çok kısa sürede bacaklarınızı tekrar hareket ettirebilirsiniz o zaman.”

Koala, kaplumbağaya kürk ve su torbası bulmuş. Onu sarmış. Sonunda bacakları hareket etmeye başlamış.

Ormanda kim kaplumbağanın başına geleni duyduysa hemen “Geçmiş olsun’a!” gelmiş. Kaplumbağa bu nazik ziyaretlerden çok mutlu olmuş.

Akşam olunca artık kendini iyi hisseden kaplumbağa komşusuna çok teşekkür etmiş. Onu uğurlamış. İyi bir komşu iyi bir evden daha değerli değil midir?