Minik Çalıkuşu

Ümmü Gülsüm Çinici

Bir zamanlar rengârenk çiçeklerle, çınar ağaçlarıyla kaplı bir orman varmış. Ormanda minik şelaleler, mis gibi hava varmış. Bu ormandakiler çok şanslıymış. Onların içinde biri varmış ki o minik çalıkuşuymuş. Ama minikliğine rağmen çınar ağaçlarının en büyüğünde yaşarmış.

Çalıkuşu çok çalışarak kendine güzel bir yuva yapmış. Yuvanın içi çok geniş, bir o kadar da ferahmış.

Çalıkuşunun en sevdiği meyve yaban çilekleriymiş. Çalıkuşu, sık sık çilek toplarmış.

Günlerden bir gün çalıkuşu çilek toplarken bir çakal üstüne basmış. Bir anda çatır çutur sesler duyulmuş. Zavallı çalıkuşu toprağa batmış. Sadece bir “Ah!” diyebilmiş. Çakal çalıkuşunun başına gelenlere hiç aldırış etmeden yoluna devam etmiş.

Çalıkuşu çakalın gittiğini görünce çıldırmış. Kendini toparlamış, kanatlarındaki toprakları temizlemiş. Çakalın karşısına geçip “Umarım bana bilerek zarar vermemişsindir. Bu bir kazadır. Kazalar herkesin başına gelebilir ama bir yaralı varsa ona yardım edilir. Sen ne biçim hayvansın, beni bu halde bırakıp gidiyorsun?” diye bağırmış.

Çakal, ona doğru bakmış, ama onu ne görmüş ne de duymuş. Çünkü o çok dalgınmış. Gözleri açık olmasına açıkmış ama o hiçbir şey görmüyormuş. Çalıkuşu, çakalın bir sağına geçmiş, bir soluna. Onu dikkatlice izlemiş ve onun normal olmadığını anlamış.

Çalıkuşu meraklı ve yardımsever biriymiş. Çakalın durumunu öğrenmek istemiş.

Çalıkuşu “Çitçit,çitçit” diye uzun zaman ötmüş. Sonunda çakala sesini duyurmuş. Ona “Neyin var arkadaş? İyi görünmüyorsun.” diye sorunca çakal başlamış anlatmaya.  “Birkaç gündür uyuyamıyorum. Sürekli kulaklarım çınlıyor. Kaç gündür yürüyorum. Ama geçmedi, geçmiyor.” demiş. Çalıkuşu, kendi acısını unutup ona üzülmüş.

Çakala “En son ne yediğini hatırlıyor musun?” diye sormuş. Çakal: “Yeşil bir kurbağa yemiştim.” demiş. Çalıkuşunun gözleri parlamış, çakala “Beni burada bekle!” deyip uçmuş.

Çalıkuşu ot ve çiçekler getirmiş. Çakal, onları çiğnemiş. Kulaklarındaki çınlamalar yok olmuş. Çakal,  yardım ettiği için ona teşekkür etmiş. Uyumak ve dinlenmek için evinin yolunu tutmuş.

Çalıkuşu da evine dönmüş. Biraz yara bere içinde ama mutluymuş. Kim birini mutlu etmiş de kendi mutlu olmamış?