Baykuş ve Göçmen Kuşlar

Ümmü Gülsüm Çinici

Çok eski zamanlarda büyük bir dere varmış. Bu dere kış geldiğinde donar, baharda tekrar akmaya başlarmış. Dere akmaya başlayınca hayat canlanır, göçmen kuşlar yazı geçirmek için buraya gelirmiş.

Bu derenin çok yakınlarında bir bataklık, bataklıkta da büyük beyaz baykuşun evi varmış. “Buraların sahibi benim. Gecelerin en iyi avcısıyım. Kimseye ihtiyacım yok.” dermiş.

Fakat yine bahar mevsimi gelmiş. Baharla beraber bülbüller dere kenarındaki çalılıklara yerleşmiş. Sonra bıldırcınlar gelmiş, onlar çayırlara yerleşmişler.

Bıldırcınlar ve bülbüller iyi anlaşırlarmış. Bülbüller bıldırcın dostlarının gelişine çok sevinmiş. İki tür de iyi huyluymuş ve kimseye zararları yokmuş.

Bıldırcınlar çok sessizmiş. Bülbüllerse gece gündüz ötermiş. Sesleri çok güzelmiş fakat baykuş böyle düşünmüyormuş. Bütün gece uyanıkmış o. Gündüz uyuyor gece çalılıkların, çayırların üstünden uçup “Gidin buradan!” diye kuşları rahatsız ediyormuş.

Göçmen kuşlar bir sabah toplanmış. Baykuşla konuşması için iki elçi seçmişler. Gece seçtikleri elçileri baykuşa göndermişler. Baykuş onları dinlemek istememiş. Kuşlar ısrar edince dinlemiş. “Burada kalmamıza izin verin, lütfen. Arkadaş olalım sizinle!” demiş bülbül. Baykuş çok sinirlenmiş ve isteği reddetmiş. “ Hemen gidin! Siz kimsiniz de benim arkadaşım olacaksınız?” demiş. Elçiler başları önde geri dönmüşler.

Bülbüller ve bıldırcınlar başka bir yuva aramaya başlamışlar. Baykuş sürekli onları izliyormuş. Birkaç gün sonra baykuş göçmen kuşların durumunu yakından görmek için göğe yükselmiş. Tam bulutların arasından süzülüp çalılıklara bakacakken birden kanadında bir acı hissetmiş. Baykuş kanadını açamıyor, uçamıyormuş. Son bir hamleyle bataklıktaki evine doğru yönelmiş. Ama çayıra düşmüş.

Baykuşu önce bülbüller görmüş. Hemen bıldırcınlara haber vermiş. Bıldırcınlar, şifacı kuşlarmış. Bir bıldırcın, onu muayene etmiş. Kanadında yara varmış. Hemen ona ilaç hazırlamışlar.

Bıldırcınlar ve bülbüller baykuşa yardım etmek için beraber çalışmışlar. Ona günlerce yemek ve su vermişler. Baykuşun yaptığı kötülüklere rağmen ihtiyacı olduğunda kuşlar onu yalnız bırakmamışlar. Sonunda baykuş iyileşmiş.

Baykuş, göçmen kuşlara kötü davrandığına çok pişman olmuş. Defalarca onlardan özür dilemiş. Ve artık onlarla arkadaş olmuş.

Arkadaşsız yaşanır mı?