Çocuk Yetişkinin Küçük Hali DEĞİLDİR!!!

Klinik Psikolog

Ayla Kahraman

Toplumsal çevre, çocukların kişiliklerini ve toplumsal davranışlarını edinmelerinde bir heykeltıraş görevi yapmaktadır. Bu süreçte, çocuk, uygun erkek ve kadın rolünü de öğrenir. Kadın ve erkek rolleri kültürden kültüre farklılıklar gösterir ve kendi kültürü içinde de değişime uğrar.

 

Toplumun bütün kurumları ve geleneksel bakış, kız ve erkek çocuğun bu rolleri öğrenme sürecinde işbaşındadır.

Yani aile, varoluşundan bugüne çocuğunu yetiştirme görev ve sorumluluğunu taşımaktadır.

 

Bununla beraber çocuk yetiştirme düzeninde ailenin rolü her zaman ilk sırada ve “olmazsa olmaz” değerindedir.

 

Tarihsel süreçte ailenin rolünü en aza indiren uygulamalar, trajik sonuçlar vererek insanlık tarihinin kara sayfalarına yazılmıştır.

 

Günümüz dünyasında ailenin çocuk yetiştirme düzenindeki rolü devam etmektedir. Ancak, aile birliğinin onayı ve denetimi dışında pek çok yapı da bu önemli sürece müdahale etmekte ve ailenin etkisini sabote edebilmektedir.

 

Reklamlar, dizi filimler, moda gösterileri, internet aracılığı ile çocuklara ulaşan kirli-temiz karışık bilgi yağmuru, politize olmuş inanç sistemleri hem aileleri hem de çocukları etkilemektedir.

 

Değişen dünya koşullarında, çocuğunu doğru yetiştirmek ve korumak amacındaki aile bu saldırı sonucunda, yetersiz kalabilmekte ve yetersizliğinin etkisi ile çocuğun kaldıramayacağı uygulamalara karar verebilmektedir.

 

Örneğin, son zamanlarda, reklamlarda ve filmlerde, yetişkin kılığında çocuklar görmeye başladık. Yetişkin kadın ve erkek modasını giyinen, makyaj yapan çocukta; kadınsı ve erkeksi davranışları da izler olduk. Oyun çağındaki çocuk, bir manken, pop yıldızı, yarışçı veya savaşçı olarak çıkabiliyor karşımıza.

 

Uzun zamandır dizi filimler aracılığı ile, yetişkin ilişkilerine benzer duygusal gösterilerde bulunan çocuklara da rastlıyoruz. Âşık oluyorlar, terk ediliyorlar, terk ediyorlar. Her iki cinsteki çocuğun, orta çocukluk döneminin bir yerlerinde, karşı cinsten uzaklaştığı, kendi cinsi ile yakın bireysel arkadaşlık ilişkisi kurduğu bir süreç vardır.  Medya bunu gözden kaçırıyor ve yetişkin çift ilişkilerini taklit ederek, çocuğa giydirmeye çalıştıkları gerçek dışı bir dünyayı ebeveyn ve çocukların gözüne sokuyor.

 

Sanki bütün çocuklar, yetişkinlerin küçük hali gibi.

 

Tarihsel sürece göz atarsak, orta çağ Avrupa’sında da çocukların küçük yetişkinler olarak algılandıklarını görürüz. Ebeveyn rolü, hak ve görevleri de bu algıya bağlı olarak belirleniyordu.

 

Bilgisizliğin, sağlıksız uygulamaların kurbanı olan çocuklarda aidiyet duygusu, güven duygusu gelişmeden, küçük yetişkinler olarak toplumsal rollerine geçiş yapmaları bekleniyordu.

 

İş, çalışma koşulları büyüklerinkinden bile ağır şartlar içeren çocuklar, daha büyük yetişkinlerin cinsel istismara yönelik davranışlarına maruz kalabiliyorlardı. Çocuk, 5-6 yaşından itibaren, erkek çocuk veya kız çocuk olarak değil de “erkek” veya “kadın” olarak algılanıyor ve buna bağlı olarak bugün cinsel taciz ve istismar olarak adlandırdığımız davranışlara maruz bırakılıyordu.

 

Çocuklara uygun özellikte giysiler yoktu. Çocuklar, yetişkinler gibi giyiniyordu.

 

Çocuk dünyasına ait oyunlar da yoktu. Yetişkinlerin oyunları, eğlenceleri, içki-kumar alemleri artık yetişkin olarak kabul edilen 5-6 yaşını henüz aşmış çocukları da kapsıyordu.

 

10 yaşına bile gelmemiş küçük bir kız çocuğu, kadın olarak kabul edilmekte, onu seçecek yetişkin erkeğin yaşı ise önemsenmemekteydi.

 

Günümüzde pedofili dediğimiz sapkın cinsel eğilim; asırlar boyunca, “yetişkin” kabul edilen çocukların kurban olmasına neden olmuştur.

 

Çocuğun duygularının ve gelişimsel özelliğine uygun olan ihtiyaçlarının söz konusu olmadığı çağlar geride kaldı.

 

Geçtiğimiz yüzyıl çocukluk ile ilgili bilimsel bilgilerin aydınlanma çağı olmuştur. Çocuğun duygusal, sosyal ihtiyaçları, sağlıklı gelişimine uygun metotları artık biliyoruz ve her geçen gün yeni bilimsel verilerle tanışıyoruz.

 

Çocuk, çocuktur. Büyümesi, olgunlaşması için sadece fiziksel-bedensel büyümeye değil; ruhsal — duygusal olgunluğa da ihtiyacı vardır.

 

Çocuğu zorla büyütmek, erken zamanda olgunlaştırmaya çalışmak; çocukluk çağı ihtiyaçlarını yok farz etmektir.

 

Çocuk; çocuk oyunları oynamalı, çocuk gibi giyinmeli ve akranları ile gelişimine uygun ilişkiler kurmalı.

 

Çocuk; sevilmeli, korunmalı, kendini güvende hissetmeli.

 

Çocuk; yetişkinin küçültülmüş hali değildir. Çocuk olduğu unutulmamalı.