Okullar Başlarken….

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten

Mart 2020’den bugüne 1,5 yıla yakın zaman geçti ve Covid-19 pandemisi nedeniyle tüm yaş grupları için yüz yüze örgün eğitim-öğretim süreci sekteye uğradı. Ara ara belli sınıf kademelerinde yüz yüze eğitim tekrar başlasa da hiçbir denemede uzun soluklu ve sürekli devam edemedi. Şimdi artık 6 Eylülden itibaren tüm kademeler okula yeniden başlayacak ve yeniden bir kapanma olmazsa belli kurallara uymaya devam ederek eğitim-öğretim süreci yüz yüze devam edecek.

 

Pandemi her yaştan insan için birçok zorluk, kaygı, kısıtlanma ve ekonomik sorunlar getirdi. Çocuk ve gençlerimiz için ise en önemli hakları olan, ayrıca bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimleri için elzem olan eğitim haklarını ellerinden aldı. Bu uzun süreçte Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı olarak çocuk ve gençlerin ne gibi sorunlar yaşadıklarına yakından şahit oldum.

 

Bir kısmı çevrimiçi yollarla sürdürülmeye çalışılan eğitime adapte olmakta zorlandı ve önemli düzeyde bir akademik geri kalma yaşadı. Nispeten ders devamını sağlayabilen ya da eksik kalan müfredat aile tarafından sağlanan özel derslerle telafi edilen önemli sayıda çocuk oldu. Akademik gerilik belki birtakım emeklerle ilerleyen zamanlarda da kapatılabilir, ancak çocukların sosyal, duygusal ve davranışsal gelişimleri açısından okulun sağlayacağı faydalar ortadan kalktı. Dolayısıyla sürekli büyüyen ve gelişen varlıklar olan çocukların gelişim süreçlerinde uzun süreli bir aksama yaşanmış oldu.

 

Bu eksiklikler zaman içerisinde nasıl telafi edilecek, çocukların bundan sonraki yaşamlarında pandeminin uzun dönem etkileri nasıl gözlemlenecek zaman içerisinde hepimiz bunu göreceğiz. Şimdi yeni başlayacak bu yüz yüze eğitim süreci konusunda soru işaretlerimiz var. Uzun süre sonra yeniden okula başlayacak olan çocukları neler bekliyor?

 

Tabi ki bu sorunun cevabı çocuğa, devam edeceği okula, öğretmenlerine ve ailesinin özelliklerine göre değişiklik gösterecektir. Akıllara gelen ilk sorulardan biri çocuklar yeniden derslere, kurallı okul ortamına, yüz yüze öğretmen ve arkadaşlarına kısa sürede alışabilecekler mi?

 

Çocuklar genellikle değişikliklere kolay uyum sağlayan varlıklar olmalarına rağmen bazı yaş grupları ve gelişimsel basamaklardaki çocuklar açısından daha dikkatli olunmasında fayda vardır. Bu riskli yaş gruplarından biri ilkokula başlama aşamasında olan çocuklardır.

 

İlkokula başlama, anne ve babadan ayrılma ve kurallı bir ortama alışma açısından uyum sorunlarının en çok yaşandığı dönemlerden biridir. Uzun süredir okula gidememiş, belki de okul öncesi dönemde edinmesi gereken becerileri kreş ya da anaokuluna giderek edinme şansı olmamış olan çocuklar için okula başlama daha zor olabilir. Bu çocuklar başlangıçta anne ve babadan ayrılırken daha yoğun kaygı yaşayabilir, anne-babaya yapışabilir, okul ortamına uyum sağlaması daha zor ve uzun olabilir. Bu durumda anne ve babalar durumu önceden sezerek çocuğu okula hazırlamak için çocukla olumlu bir tonda sık sık konuşabilir, okul hazırlığı için yapılan alışverişlere onu da katabilir, okul açılmadan önce okulu ve öğretmenini görmek ve tanışmak için randevu alabilir ve çocuğun bu süreçlerdeki duygularını yakından takip edebilirler. Eğer çocuğun kaygısının yüksek olduğu ve okuldan kaçındığı ile ilgili şüphe oluşursa bu mutlaka öğretmeni ve okul idaresi ile paylaşılmalı, okula gitme konusunda anne ve baba kaygılı olmayan net ve olumlu bir yaklaşım içerisinde olmalı, alışma sürecinde öğretmen ile birlikte aşamalı bir alıştırma uygulanmalı, buna rağmen çocuk kaygısı ile baş edemiyor ve okula gitme konusunda direnç gösteriyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

 

Pandemi döneminde günlük rutinleri çok fazla bozulmuş, uyku uyanıklık döngüsü kaymış, gününün büyük kısmını ekran karşısında bilgisayar oyunlarıyla ya da internette gezinerek harcayan çocuklar da okula başlama sürecinde riskli olan gruptur. Bu çocukların okulla beraber yeniden uyku saatlerinin düzenlenmesi, ekran karşısında geçirilen sürenin azaltılması ve okulla beraber ödevler ve günlük çalışmalar için bir planlama yapılması gereklidir. Yine öğretmenlerin sürece katılarak anne ve babaya yardımcı olması, çocuğu motive etmeleri önemlidir. Eğer çocuk uyum sağlayamıyor, ekran başında geçirdiği süre düzenlenemiyor ve aile bu konuda çatışma yaşamaya devam ediyorsa yine uzman yardımı alınmalıdır.

 

Bazı kaygılı çocuklar okulların yeniden açılmasıyla birlikte Covid-19 enfeksiyonuna yakalanma konusunda endişeli hissedeceklerdir. Özellikle ilk zamanlarda okulda oldukları saatlerde bu nedenle daha gergin hissedebilirler. Bu noktada okulların alacakları önlemler çok önemlidir.

 

Çocuklar okulun yeterli koruyucu önlem aldığını görmeli, kendi üzerine düşenler konusunda da bilgi sahibi olmalıdır. Ne kadar önlem alırsak alalım riski sıfırlama şansımız yoktur, o nedenle “hiçbir zaman hastalığa yakalanmazsın” gibi gerçekçi olmayan ifadeler de kullanılmamalıdır.

 

Çocuğun kaygıları okul başladıktan sonra çok artıyor ve pandemi dışında diğer konularda da endişeleri ortaya çıkıyorsa yine bir uzmandan destek almak gereklidir.

 

Bundan sonraki süreçte okulların açık kalabilmesi ve çocukların eğitim sürecinin ideal koşullarda devam etmesinin sağlanması çok önemlidir.

 

Okul çocuğun sadece akademik öğrenmesinin değil, sosyal-duygusal gelişiminin, davranış kontrolünün, sorumluluk alma bilincinin, paylaşma, toplumsal ve insani değerler kazanmasının sağlandığı en önemli alandır. Bu nedenle okulların açık kalabilmesi için tüm toplumun kendi üzerine düşeni yapma ve bilimin yönlendirdiği doğrultuda davranması çocuklarımız ve geleceğimiz için tek koşuldur.