Testere ve Palyaço Balığı

Doç. Dr. Mesut Bulakçı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uçsuz bucaksız bir okyanusta güzel mi güzel bir balık yaşarmış.  Adı da Paço’ymuş. Üzerinde beyaz desenleri olan turuncu renkli bir palyaço balığıymış.

 

Paço’nun güzelliği dillere destanmış. Okyanusta yaşayan tüm balıklar ondan hayranlıkla bahsedermiş. Hatta su altı dalgıçları sürekli onun fotoğraflarını çekmeye gelirmiş. Palyaço balığı da bunun farkında olsa gerek etrafındaki balıklara hep hava atarmış. ‘Bu okyanusun en güzel balığı benim’ der başka balıklarla alay etmekten de geri durmazmış.

 

Bir gün kendi gibi palyaço balığı arkadaşları ile bir anemon etrafında saklambaç oynarken üzerlerinden büyük bir balık geçmiş.  Bu balığı gören palyaço balığı “Ne kadar da çirkin bir balık“  demiş. Balığın kocaman yassı ve uzun bir burnu varmış. Burnunun her iki yanında bir sürü sivri çıkıntıları bulunuyormuş. Üstelik ağzı ve gözleri de çok tuhaf görünüyormuş.

 

Paço ve arkadaşları birbirlerine bakıp kahkalarla gülmeye başlamışlar. Bunu duyan testere balığı Testo palyaço balıklarının yanına giderek ”Neden böyle gülüyorsunuz?“ diye çıkışmış.

 

Paço hemen lafa girerek ”Kusura bakma ama daha önce hiç senin kadar çirkin bir balık görmedik de” diyerek alaycı bir üslupla Testo ile dalga geçmişler.

 

“Beni yaratan bu şekilde yaratmış. Hem ben halimden memnunum. Annem, babam ve kardeşlerim de tıpkı benim gibi. Sizin gibi güzel görünümlü olmayan başka canlılarla bu şekilde alay etmeniz de hiç doğru değil’ diye cevap vermiş Testo. Kendisi ile alay edilmesine alışkın olmasına alışkınmış ama gene de üzgün bir şekilde arkasını dönüp oradan uzaklaşmaktan başka bir şey elinden gelmemiş.

 

Günlerden bir gün palyaço balığı evinden uzaklarda arkadaşı Tosbi ile gezintiye çıkmış. Birbirleri ile şakalaşarak eğleniyorlarmış. Sonra Paço Tosbi’ye dönerek “Ben sıkıldım hep aynı şeyi yapmaktan.  Senin ile yüzeye doğru bir yarış yapalım. Acaba hangimiz daha hızlı yüzecek görelim mi?” diye sormuş.

 

Tosbi alaycı bir gülümsemeyle Paço’ya “Böyle hantal göründüğüme bakma bana karşı pek şansın yok ufaklık” diyerek cevap vermiş.

 

Tosbi ve Paço öğlen güneşinin okyanusun derinlerine doğru sızan parlak ışıklarına karşı yüzerek yarışa başlamışlar.

 

Işıklar o kadar güçlüymüş ki ikisinin de gözü kamaşıyormuş. İkisi de suyun yüzeyine az bir mesafe kalana kadar başa baş yarışı sürdürmüşler. Artık bitişe yaklaşmışken bir anda önlerine büyük bir balıkçı ağı çıkıvermiş ve ikisi de ağın içine hapsoluvermiş bir anda. Durumun ciddiyetini anlayıncaya kadar çoktan iş işten geçmiş. Ama pes etmemişler.

 

Günün tüm yorgunluğuna rağmen kalan tüm enerjilerini de ağdan kurtulmaya çalışarak harcamışlar.

 

Bi süre sonra da zaten ağdan kurtulmanın imkansız olduğunu fark edip pes etmişler. Palyaço balığı çok üzgünmüş. Tosbi’ye ‘Buna ben sebep oldum dostum’ diyerek ağlamaya başlamış. Tosbi de onu teselli etmeye çalışmış.

 

Bi süre sonra Paço ağların biraz ötesinden geçen tanıdık bir yüz görmüş. Zaten böyle çirkin bir suratın unutulabilmesi asla mümkün değilmiş.

 

Ağa doğru gelen testere balığı Testo imiş.

 

Palyaço balığının ağlamalarını duyarak ağa doğru yanaşmış. “Selam sevimli Palyaço balığı” diye seslenmiş. “Günün pek de iyi geçmiyor galiba” diye eklemiş.

 

Paço da geçmişte Testo’ya yaptıklarını hatırlayarak utangaç bir şekilde “Ben ve arkadaşım Tosbi bu ağa hapsolduk ve içinden bir türlü çıkamıyoruz. Keşke biz de senin gibi şu ağın dışında özgür olabilseydik” demiş.

 

Testo “Dert etmeyin ben sizi buradan çıkarabilirim” diye cevap vermiş. Paço da şaşkınlıkla “Sahiden bizim için bunu yapar mısın? Peki ama nasıl? “ diye sormuş.

 

Testo “İşte o alay ettiğin burnumla” diye cevaplamış ve hemen işe koyulmuş. Testere gibi sivri uçlu burnunu ileri geri hareket ettirerek ağı parçalamayı başarmış. Paço ve Tosbi de hemen parçalanmış ağdan çıkarak oradan uzaklaşmış.

 

Balıkçılardan iyice uzaklaştıktan sonra Paço pişman bir ses tonuyla Testo’ya dönerek “Şeyyy… Ben çok üzgünüm. Seninle ve burnunla alay etmiştim. Ama sen bizim hayatımızı kurtardın” demiş.

 

Testo ise “Sorun değil ben alışkınım zaten. Hepimiz hata yapabiliriz. Önemli olan hatalarımızın farkına varıp onlardan ders çıkarabilmektir” demiş ve gülümseyerek “unutalım gitsin“ diye de eklemiş.

 

Paço, Tosbi ve Testo bu olaydan sonra çok iyi arkadaş olmuşlar ve birbirlerinden hiç ayrılmamışlar…