Doğumsal Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Dağdelen

Bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında gözyaşı kanallarının oluşumunun tamamlanamamasıdır. Genellikle sorun, gözyaşı kesesinin buruna açıldığı yerdeki zarın delinmeden, bebeğin doğmasıdır. Bu durumda gözyaşı buruna boşalamaz.

Göz yaşı bezi üst göz kapağının üst dış kısmında bulunmaktadır. Erişkin seviyesinde göz yaşı salgılaması doğumdan 15 — 30 gün sonrası civarında olmaktadır . O yüzden doğar doğmaz semptom vermeyebilir. Gözlerde gözyaşı bezi tarafından salgılanan sıvı emilerek göz ile burun kökü arasında bulunan gözyaşı kesesine geçer ve oradan da gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna akar.  Gözyaşı kanalında herhangi bir nedenle tıkanıklık meydana geldiğinde gözyaşı gözde birikerek göz kapakları arasından yanağa akabilir. Bu da gözyaşı yollarında enfeksiyona yol açarak çapaklanma, ağrı, kızarma ve şişmeye yol açabilir.

Gözyaşı kanalının tıkanıklığının ve enfeksiyonunun belirtileri nelerdir?

  • Aşırı sulanma,
  • Gözde sık sık çapaklanma,
  • Burun köküne basmakla, göze iltihap gelmesi,
  • Burun kökünde şişlik

Yenidoğan bebeklerde orbita septumu denilen gözün önü ile arkasını ayıran zar tabakası  çok ince olduğundan, enfeksiyon hızla göz arkasına geçerek ciddi sonuçlara yol açabilir. O yüzden bu tür bir durumda muhakkak göz doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.

Gözyaşı kanalının tıkanıklığı yaklaşık % 2 — 4 civarında her yenidoğan bebekte görülebilir.

Kendiliğinden açılma ihtimali ilk 1 yaşta % 95 — 98 civarındadır.

Doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi;

İlk 1 yıl masaj uygulaması yapılır. Masaj burun kökünden, aşağı doğru sıvazlama şeklinde uygulanır. Günde 3 — 4 kez, 3 — 5 dakika bu masaj hareketini yapmak gerekir. Masajla kendiliğinden kanalın açılma ihtimali %95 civarındadır. Gözde çapaklanma oldukça antibiyotikli göz damlaları kullanılır. 1 yılın sonunda, yaşarma geçmezse kanal kendiliğinden açılmamış demektir. O zaman “probing“ denilen sondalama işlemi yapılır. Nadiren enfeksiyonun direnç kazanması veya yumuşak dokularda ilerleme riski olduğu durumlarda 1 yaşından daha erken dönemde müdahale etmek gerekebilir.  İlk sondalamadan sonra yaşarma şikâyeti geçmezse, sondalama işlemi tekrarlanabilir.  Son zamanlarda başarısı daha yüksek ve yeni teknolojik gelişimi nedeniyle uygulanabilirliği de kolaylaşan ve nüks (tekrarlama) ihtimali probing yöntemine göre son derece düşük olan,  dolayısıyla bebeğin tekrar anestezi  alma ihtimalini düşüren,  silikon  tüp entübasyonu uygulanabilir. 1 yaşına dek kanal açılmamış ise muhakkak müdahale yapılmalıdır. Bu müdahaleler normal anatomisine zarar vermeden yapılan işlemlerdir. Aksi taktirde çocuğa dakriyosistorinostomi ameliyatı yapılması gerekebilir.

Bu tür ameliyatlar 3 şekilde uygulanabilmektedir:

  1. External dakriyosistorinostomi: Ciltten kesi yapılarak yapılan ameliyatlarda burun ile göz arasına bir cilt kesisi yapılır. Buradan girilerek burun ile gözyaşı kesesi arasında yeni bir yol açılır. Başarı şansı en yüksek olan ameliyat şekli bu yöntemdir.
  2. Endoskopik dakriyosistorinostomi: Burun içinden endoskop yardımı ile yapılan ameliyatlarda endoskop yardımı ile burun içerisinden girilerek gözyaşı kesesine doğru bir yol açılır. Kozmetik açıdan daha çok tercih edilen bir ameliyattır. Başarısı diğer yöntemden daha düşüktür.
  3. Transkanaliküler lazer dakriyosistorinostomi: Son yıllarda uygulanmaya başlayan bu yöntemde ise, gözyaşı kanalının göz tarafındaki ağzı olan kanaliküllerin içerisinden girilerek lazer yardımı ile ameliyat gerçekleştirilmektedir Nüks ihtimali yüksektir.

Doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığı endişe edilmemesi gereken, tedavisi olan ama yine de muhakkak göz hekimine başvurmanız gereken bir durumdur.