Kış Mevsiminin Boğaz Hastalıkları

Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. H. Mete İnançlı

Üst solunum yollarımızdan ağız ve arka duvarı farenks kış aylarında sık enfeksiyonla karşılaşma ihtimali olan bölgelerdendir. Üst solunum yollarımızdan burunun tıkanıklıklarında solunum sıklıkla ağız yoluyla olacaktır ki bu durum boğaz enfeksiyonuna yatkınlığı arttıracaktır.

Kış aylarının bir diğer özelliği ısınma ihtiyacının artışı ile bina içi havalandırmanın azaltıldığı daha sıklıkla toplu halde aynı ortamda vakit geçirilen mevsimlerdir. Bu toplu yaşama eğiliminin arttığı mevsimlerde boğaz enfeksiyonlarının yayılımı daha sık görülmektedir.

Boğaz enfeksiyonu ile doktora başvuruların sık olduğu bu kış aylarında enfeksiyon kaynağının ayrımı tedavi için önem arz edecektir. Bu nedenle geliştirilmiş Centor sınıflamasından haberdar olmak viral ve bakteriyel enfeksiyon ayrımı yapılmasında bize ilk yol gösterici olacaktır. Çünkü boğaz enfeksiyonlarının %50si viral kaynaklı olup antibiyotik gerektirmeden iyileşen hastalıklardır. Fakat bu enfeksiyon etkenlerinin sadece %20’si bakteriyel [A grubu Beta hemolitik streptokok] nedenlerle gerçekleşir ki mutlaka antibiyotik tedavide yer almalıdır.

Farenjitlerde ise viral etkenlerin oranı çocuklarda %60-75, erişkin yaş grubunda ise %90 civarındadır. Yanı farenjitlerin tedavisinde çok nadiren antibiyotikler tedavide yer almalıdır.

Boğaz enfeksiyonundan bademcikler sorumlu ise nedenin bakteriyel olduğunu anlamamıza yarayan Centor sınıflaması aşağıdaki gibidir;

  • Ateş,
  • Bademciklerde beyazlanma ve gri-beyaz lekeler,
  • Öksürük olmaması,
  • Hassas boyun ve / veya çene köşesinde bezelerin ağrılı şişliklerinin mevcut olması.

Bu dört bulgudan 3 veya 4 pozitif elde edildiğinde bakteriyel kabul edilip tedaviye antibiyotik eklenecektir. Fakat bu sayıların altında kalan kriter değerlerinde biyolojik tanı yöntemlerine başvurulmalıdır.

Hızlı antijen testi ile 5-10 dakika içerisinde boğaz enfeksiyonunun nedeninin A grubu Beta hemolitik sterptokokların olup olmadığı tespit edilebilir. Bu test sonuç vermez ise Boğaz kültürü ile tanıya ilerlemekte fayda vardır.

Boğaz kültürü sonucu 36- 72 saat içerisinde sonuç verecek ve bakteriyel etken tespit edilebilecektir. Aynı zamanda antibiyogram çalışılırsa bu etken patojen bakterilerin hangi antibiyotik tedavisine duyarlı oldukları ortaya konularak tedavideki başarı artacaktır. Tedavi sonrasında kültür tekrarı gerekmez. Hastada klinik şikayet olmadan yapılan kültürün tanı değeri yoktur.

Sık boğaz enfeksiyonu geçirme öyküsü olan hastalarda mutlaka genel kan değerleri bakılmalıdır. Tam kan sayımı ve biyokimyasal kan değerleri gözden geçirilir. Enfeksiyona yatkınlığı arttıran vitamin eksiklikleri araştırılır. Bunların başında vitamin B12 ve aktif vitamin D3 yer alır.

Bu enfeksiyonu geçiren kişilerin tedavinin ilk 3 günü evde istirahati, bol su tüketmeleri ve aşırı fiziksel aktiviteden kaçınmaları önerilir. Tedavi antibiyotik kullanımında 10 gün sürecektir.

Viral etkenlerin neden olduğu boğaz enfeksiyonlarında ise sadece destek tedavisi ve istirahat yeterlidir. Hasta 1 hafta sonra normal haline geri dönecektir. Bulaştırıcılık hastalığın ilk 3 günü üst düzeyde olduğundan , hastalığın yayılmaması için yakın temastan kaçınılmasında fayda vardır.

Şikayet başlangıcında istirahat edilmeli, ateş varlığında ateş düşürücü alınmalıdır. Fakat şikayetlerin şiddetinde hızlı artış yada iki gün içinde hiç gerilememe varsa mutlaka doktora baş vurulmalıdır.