Çocukluk Çağı Lösemileri

Dr. Ayşe Sayılı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Çocuk Hematolojisi Uzmanı

LÖSEMİ NEDİR, NEDENLERİ NELERDİR?

Lösemiler, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülenidir. Görülme sıklığı yüz bin çocukta 4-5 arasındadır.  En sık 2-5 yaş arası görülür. Lösemiler genellikle tek bir sebebe bağlı olmayıp genetik ve /veya çevresel birden fazla faktörün bir araya gelmesi ile oluşur. Yapısal özelliklerden genetik bozuklukla giden bazı hastalıklar ve  kromozomal anomalilere ilave olarak, radyasyon ve boya sanayinde kullanılan benzene maruz kalma lösemi gelişmesinden sorumlu başlıca çevresel etkenlerdendir. Bununla birlikte lösemi tanısı konulan çocukların büyük kesiminde hiçbir neden ortaya konamamaktadır.

Çocukluk çağında en sık görülen kanser  türü olmakla birlikte,  unutulmamalıdır ki lösemi tedavi edilebilen ve tedavi başarısı diğer kanserlere oranla oldukça yüksek olan bir hastalıktır.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA LÖSEMİ TÜRLERİ

Çocukluk çağında en sık akut lösemiler görülür. Bunlar köken aldıkları hücrelere göre sınıflandırılır:

  • Akut lenfoblastik lösemi – ALL (%75 sıklıkta )
  • Akut miyeloid lösemi – AML (%25 sıklıkta)

Çocukluk çağında çok daha nadir olarak kronik formları görülür.

BELİRTİLERİ

Lösemi kliniği çok çeşitlidir. Tek bir hücre grubunun aşırı ve kontrolsüz çoğalması sonucu kemik iliğini ve kan yoluyla yayılarak diğer organları istila etmesiyle klinik bulgulara yol açmaktadır.

Akut lösemilerin gelişimi günler, haftalar içinde hızlıca olur.  Genellikle aile çocuğu kansızlığa bağlı solukluk, halsizlik, çabuk yorulma gibi yakınmalar veya diğer kan değerlerindeki düşüklük sonucu gelişen ateş, çeşitli kanamalar,  morarmalar, lenf bezi  büyümeleri ya da kusma, baş ağrısı, döküntü, gibi belirtilerle doktora getirir.  Yaygın kemik ve eklem ağrılar eşlik edebilir. Ayrıca kilo kaybı, gece terlemesi, iştahsızlık bulgularının birlikteliği de hekim tarafından analiz edilmelidir.

TANISI

Lösemi tanısı çeşitli kan testlerinin yapılması, kan yayması ve kemik iliği örneği alınıp mikroskopta incelenmesiyle konmaktadır.

Hastaların bir kısmında başlangıçta kan yaymasında lösemi hücreleri görülmeyebilir. Hastada bulgu ve belirtilerin ilerleyici olması, kan tablosundaki değişikliklerin ilerlemesi hekimi kuşkulandırmalıdır. Lösemi tanısında kemik iliği örneğinin incelenmesi şarttır.

Son yıllarda moleküler genetik alanındaki gelişmeler ile bazı özel kromozomal ve moleküler bozuklukların lösemilere eşlik ettiği saptanmıştır. Tedavinin kararlaştırılmasında ve hastalığın seyrinin belirlenmesinde moleküler testler giderek önem  kazanmıştır.

TEDAVİSİ

Çocuk lösemilerinde tedavi şekilleri; kemoterapi, radyoterapi ve kemik iliği naklidir.

Kemoterapide ilk ay; altı-yedi farklı kemoterapötik ajanlar farklı dozlarda, yoğun olarak verilir. Tedavinin birinci ayındaki iyileşme göstergelerine bakılarak risk sınıflaması yapılır. Bu sınıflama sonrası yüksek riskli gruba kemik iliği nakli yapılması gerekebilir.

Kemik iliği nakli için; 18-45 yas arası sağlıklı herkes verici adayı olabilir. Verici adayı olabilmek için; ruhsatlı Kemik İliği Bankaları’na başvurulabilir. Ancak nakil yapılacak hastalarda ilk baktığımız, aile bireyleridir.

Hastaların büyük çoğunluğunda kemik iliği nakli yapılmasına gerek kalmadan sadece  kemoterapi ile kür sağlanabilmektedir. Bu şekilde tedavi süresi ortalama 2.5-3 yıldır. Bu sürenin ilk altı aydan sonraki aşaması ayaktan uygulanan idame tedavisi  ile yapılmaktadır.

Lösemi hastalığında, yüzde 10-20’lik grupta, hastalık ne yazık ki tekrar edebilir. Bu gruptaki hastalara da kemik iliği nakli  yapılması gerekli olmaktadır. Ancak iki yıl sonra hastalığın tekrarlama riskinin çok azaldığı, beşinci yıldan sonra ise bu riskin olmadığı düşünülüyor.

GENEL ÖNERİLER

Lösemiden doğrudan korunmak için kesin bir yaklaşım bulunmamakla birlikte, önerimiz, lösemiye karşı; çocuklarımızı endüstriyel kirlenme ve kimyasal ajanlardan uzak tutmaktır.

Süt ürünleri ve taze meyve-sebzenin bol bol tüketilmesi yararlıdır.

Katkı maddesi içeren yiyecekler tüketilmemelidir.

Cep telefonu kullanmalarına da ergenliğin geç dönemlerine kadar izin verilmemesinde fayda var.

Bilgisayar kullanımı da iki üç saati geçmemelidir.