Dikkat Eksikliği – Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Erdem BEYOĞLU

Geçmişe bakıldığında, çok eski dönemlerden beri birçok kitapta hareketli çocuklardan bahsedildiği görülmektedir. İlk tanımlandığı zamanlarda Minimal Beyin Disfonksiyonu, Hiperkinetik Sendrom gibi isimler kullanılırken 1980’lerin gelmesi ile birlikte Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) adı kullanılmaya başlamıştır.

DEHB’nin yaygınlığı tüm dünyada benzer oranlarda gösterilmiştir. Günümüzde okul çağı çocuklarında %3 – 5 arasında görüldüğü belirtilmektedir.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda DEHB’nin daha çok genetik temelli bir bozukluk olduğu üzerinde durulmaktadır. Bunun yanında çocuğun yaşamış olduğu sosyal çevre, aile düzeni ve anne – baba davranışının da etkili olduğu üzerinde durulmaktadır.

Klinik Özellikler

DEHB’de görülen belirtilerin 7 yaşından önce başlaması gerekmektedir. Belirtiler 3 ana alanda görülmektedir. Bunlar;

  1. Hareketlilik

Hareketlilik yaşına göre beklenen düzeyin üzerinde olmadır. Sınıf içerisinde kurallara uymakta zorlanması, kalkıp dolaşma, arkadaşları ile konuşma, onlara kalem – silgi fırlatma görülmektedir. Evde ise yine kurallara uymakta zorlanma, masalara dolaplara tırmanma, koltuk üzerinde zıplama sık bir şekilde görülmektedir. Bazı anne babalar çocuklarını “motor takılmış gibi” olarak tariflemektedir. Bazı çocukların uykuları sırasında bile hareketli oldukları görülmektedir.

  1. Dikkat Eksikliği

Dikkat süresinin çocuğun yaşına göre beklenen düzeyin altında olmasıdır. Özellikle sürekli dikkat gerektiren konularda dikkat eksikliğinin belirginleştiği görülmektedir. Çocuğun kendini yeterince derslere veremediği, dersin ilk 5 – 10 dakikalık kısmının ardından ders harici başka aktivitelere yöneldiği, ödevlerini tahtadan tam geçirmediği, defterlerinin eksik olduğu, eşofman, kalem, defter, kitap gibi eşyalarını sık bir şekilde unuttuğu ve kaybettiği sık bir şekilde görülmektedir.

           3.Dürtüsellik

Çocuğun kendisini kontrol etmekte zorlandığı görülmektedir. Aceleciliği, sırasını bekleyemediği, isteklerini erteleyemediği, konuşmaların arasına girdiği, sırasını bekleyemediği sık şekilde görülmektedir.

Tanı

DEHB, klinik bir tanıdır. Gözlemlere ve klinik değerlendirmelere dayanmaktadır. Dolayısı ile herhangi bir kan testi bulunmamaktadır. Değerlendirmelerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi amacıyla çocuğun en çok vakit geçirdiği yerlerden görüş istenir. Bu amaçla Anne—Babaya ve Sınıf Öğretmenine form gönderilir. Ayrıca 7 yaş üzerindeki uygun çocuklara dikkat becerilerini ölçen dikkat testleri yapılmaktadır.

Tedavi

Günümüzde DEHB’nun temel tedavisi ilaç tedavisidir. İlaç tedavileri ile birlikte %70-80’lere varan oranlarda hareketlilikte ve dikkat dağınıklığında düzelmeler saptanmaktadır. Ancak sıklıkla anne – babaların ilaçların bağımlılık yaptığı şeklinde endişeleri bulunmaktadır. Günümüzde bu görüşü destekleyecek herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Hatta tedavi alan çocukların madde kullanımı açısından daha az risk taşıdıklarına dair çalışmalar bulunmaktadır. Dolayısı ile madde bağımlılığı açısından herhangi bir risk bulunmamaktadır. Ancak tek başına ilaç tedavisi yeterli gelmemektedir.

İlaç tedavisine ek olarak ailelere ek önerilerde bulunulmaktadır. Anne – babanın DEHB konusunda eğitilmesi, çocuğun DEHB ile baş etme becerisinin geliştirilmesi, çocuğun günlük fiziksel aktivitelerin arttırılması ve dikkat geliştirici egzersizlerin uygulanması önerilmektedir.

Son olarak DEHB sık bir şekilde görülen ve kolaylıkla tedavi edilebilen gelişimsel bir bozukluktur. Yapılan çalışmalarda tedavi almayanlarda okul başarısında düşme, okuldan kaçma, suça yönelme, madde kullanımı gibi çeşitli davranım sorunları görülmektedir. Tedaviye başlayanların ise sosyal hayata daha uyumlu oldukları ve daha az davranım sorunları gösterdikleri saptanmıştır.