Site icon AİLEMİZ

Çocuklarda Alerjik Rinit

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Alerji Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik

Tıbbi adıyla Alerjik Rinit olarak adlandırdığımız Alerjik nezle en sık görülen alerjik hastalıklardan biridir. Burun mukozasının polen, ev tozu gibi antijenlerle karşılaşmasıyla oluşan iltihabi yanıtın sonucu olarak gelişir. Hastalar hapşırma, gözlerde, burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı gibi belirtilerle başvururlar. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük de görülebilir.

Alerji yakınmaları, kişilerde duyarlı oldukları alerjenin türüne göre bazen bütün yıl boyu boyunca sürerken, kimilerinde ise belli mevsimlerde artış gösterir. Mevsimsel alerjik nezle ya da bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkar. Alerjik nezleye en sık neden olan alerjenler ağaç ve yabani ot polenleridir. Yıl boyu alerjik nezle yakınması olanlarda ise ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüyleri en sık rastlanılan alerjenlerdir.

Astım riski artabiliyor

Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde hem alerjik nezle hem de astım sıklığında bir artış gözlenmektedir. Genel olarak alerjik nezlesi olan hastaların astım geliştirme risklerinin 4 kat arttığı kabul edilmektedir. Çocuklarda ayrıca burun tıkanıklığı nedeniyle kronik sinüzit, diş ve ağız yapısında gelişme bozuklukları, orta kulak hastalıkları alerjik nezlenin komplikasyonları olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu nedenle sık orta kulak enfeksiyonu veya sinüzit nedeniyle antibiyotik kullanım öyküsü olan çocuklarda “Alerjik nezle” mutlaka akılda bulundurulmalıdır.

Alerjide genetik yatkınlık önemli

Alerjik nezle teşhisinde öykü çok önemlidir. Hastanın yaşı, hangi ortamlarda şikayetlerinin arttığı, daha önce hangi ilaçları kullandığı ve özellikle ailesinde alerjisi olan başka kimse olup olmadığı mutlaka sorulmalıdır. Alerji, genetik bir hastalık olduğundan ailede başka bireylerde alerji olması tanıda çok yardımcı olabilir. Anne, baba, kardeş gibi birinci derece yakınlarında bilinen egzema, alerjik nezle veya astım tanısı olan çocukların genetik olarak risk taşıdığı bilinmektedir.

Alerji testleri alanında uzman hekimlerin denetiminde yapılmalı ve yorumlanmalı

Alerji testleri deri testlerinin yanı sıra kanda alerjenlerin incelenmesi yöntemleriyle yapılabilir. Yapılacak alerji testlerinin seçimi, uygulanması ve yorumlanması mutlaka alanında uzman hekimlerin denetiminde olmalıdır.

Alerjik nezlenin tedavisi için ise alerjenle karşılaşmanın önlenmesi, ilaç ve aşı tedavisi uygulanabilir. Alerji ilaçları kullanıldığı sürece şikayetler üzerinde etkili olur. İlaç tedavisi kesildiğinde, alerji belirtileri kısa sürede tekrarlar. Bu nedenle alerjisi olanlar alerji mevsimi başlamadan en az 2 hafta önce ilaç kullanmaya başlamalıdırlar. Alerjik hastalıklarda aşı tedavisi (İmmunoterapi) alerji yakınmaları üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren günümüzdeki tek küratif tedavi yöntemidir. Yapılan araştırmalar aşı tedavisinin yeni alerjilerin gelişmesini önleyebileceğini, çocuklarda astım gelişme riskini azaltabileceğini göstermektedir.

Alerjik hastalıklarda aşı tedavisi (İmmunoterapi) alerji yakınmaları üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren günümüzdeki tek küratif tedavi yöntemidir.

Alerji tedavilerine yanıt alınamayan çocuklarda ise mutlaka kulak burun boğaz uzmanı tarafından detaylı muayeneleri yapılmalı geniz eti, nazal polipler, sinüzit gibi alerjik nezle ile karışan durumlar dışlanmalıdır.

 

Exit mobile version