Site icon AİLEMİZ

Çocukların Krizlerle İlgili Endişelerini Yönetmelerinde Destek Olmak

Gelişim Psikoloğu

Prof. Dr. E. Biran Mertan

Ebeveynler, zorlu yaşam olayları (boşanma, yakın kaybı gibi) kriz durumları (göç, savaş, ekonomik krizler gibi) ve diğer travmatik olaylar (doğal afetler) karşısında çocuklarıyla nasıl bir iletişim kurmaları gerektiği konusunda endişe duymaktadırlar.

 

Her aile, iletişim, sorun çözme, roller, davranışsal denetim, duygusal katılım ve duyarlılık bakımından farklıdır ve farklı gereksinimleri vardır. Bu nedenle ebeveynlerin kendileri için neyin doğru olduğuna bağlı olarak farklı kararlar alabilmesi anlaşılabilir bir durumdur. Her ailenin dikkate alması gereken farklı zorlukları ve yararlanacağı farklı kaynakları olabilir. Örneğin, tek ebeveynli aileler, engelli veya sağlık konusunda destek alması gereken bireylerin olduğu aileler, yoksulluk içinde yaşayan aileler ve ayrımcılığa maruz kalan aileler kendi özelliklerine uygun kararlar üretebilir ve destek alma talebinde bulunabilirler.

Unutmayınız ki eviniz sadece ailenizi soğuktan, sıcaktan, yağmurdan koruyan bir çatı değil, ayrıca ailece birlikte huzur bulduğunuz, iyilik halinizi dengelediğiniz, çok farklı duyguları paylaştığınız, rahatladığınız yuvanızdır.

 

Save the Children tarafından Mayıs-Ağustos 2022 tarihleri arasında Birleşik Krallık’ta yaşayan 12-18 yaş aralığında 3000 çocuk üzerinde yapılan iklim değişikliği çalışmasında, katılımcı çocukların %70’i nasıl bir dünya mirası devraldıklarıyla ilgili kaygılarını vurgulamışlardır. Katılımcı çocukların %75’i iklim değişikliği ve eşitsizliğe karşı  hükümetlerin acil önlemler almasını talep etmişlerdir. Bu çalışma bulguları iklim değişikliği ve eşitsizliğin %60 oranında çocuğun akıl sağlığını etkilediğini göstermiştir. Esasen 2020 yılında doğan çocukların 1960 yıllında doğanlarla kıyaslandığında, yeni nesil  çocukların 6.8 kat daha fazla küresel ısınmaya, 2.8 kat daha fazla sel ve su taşkınlarına, 2.8 kat daha fazla kıtlık ve açlığa, 2.6 kat daha fazla kuraklık ve 2.0 kat daha fazla orman yangınlarına maruz kaldıkları gerçeğini görüyoruz.

 

Dünya Sağlık Örgütü’ne (2008) göre afet, toplumun başa çıkma kapasitesini büyük ölçüde aşan ciddi bir ekolojik ve psikososyal bozulma olarak tanımlanmaktadır.

 

Afetler (doğal, insan yapımı kasıtlı ve kasıtsız) kitlesel can ve mal kaybına neden olur. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü her ülkenin kendi afet ve kriz yönetimi çalışmasını yapmasını önermektedir. Bu çalışma, afet ve kriz öncesi yapılacaklar, afet ve kriz esnasında yapılacaklar ve afet ve kriz sonrası yapılacaklar olarak üç aşamada planlanmalıdır.

 

UNICEF ve Save the Children gibi uluslararası kaynakların verilerine göre,  Şubat 2023’te Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremde, 7 milyondan fazla çocuğun, yaralanma, ölüm, aile kaybı, yaşadığı yerinden edilme ve geçim kaynaklarının kaybı yoluyla etkilendiği tahmin edilmektedir. Her ne kadar bu doğal olay Türkiye ve Suriye’de yaşanmışsa da Kuzey Kıbrıs’taki birçok ailede de aile bireyi kaybı yaşanmış ve toplumun oldukça büyük bir kısmı travma belirtileri göstermiştir.

 

Ebeveyn olarak bilmeliyiz ki, her şeyden koruyup kollamaya çalıştığımız çocuklarımız gerek görsel ve yazılı medya gerekse sosyal medya aracılığı ile dünyada yaşanan doğal afet ve insan eliyle kasıtlı (Örn. terörizm) ve kasıtsız (Örn. kimyasal ve nükleer kazalar) gerçekleşen tüm olaylardan haberdardırlar.

 

Aşağıda olası bir Afet, Kriz ve Travmatik olay karşısında ebeveynlerin öncesi, esnasında ve sonrasında yapabilecekleri sıralanmaktadır.

 

Ebeveynlerin Afet, Kriz ve Travmatik Olay Öncesi, Esnasında ve Sonrasında Yapabilecekleri

 

Afet, Kriz ve Travmatik Olay

Öncesi Yapılabilecekler

Çocuklarınızla Afet, Kriz ve Travmatik Olay Öncesi  Konuşun ve Planlar Yapın

 

 

 

 

 

 

 

 

Çocuğunuzla Birlikte Evinizde Güvenli Noktalar Bulun

 

Çocuğunuzla birlikte evinizi gezin ve afet, kriz ve travmatik olay yaşanması durumunda güvenli olabilecek alanları belirleyin. Bu güvenli alanları deprem, su baskını, yangın bağlamında ayrı ayrı belirleyin. Bu güvenli alanlara nasıl gidileceği ve nasıl kullanabilecekleri konusunu birlikte konuşun ve uygulama yapın.

 

İletişim Bilgilerini Güncelleyin  

 

Çocuğunuza, yaşına uygun olarak ebeveynler, diğer aile bireyleri, öğretmen gibi yakın kişilerin telefon numaraları ve okul ve iş adresleriyle ilgili bilgiler verin.

 

Aynı şekilde çocuğunuzun gittiği eğitim kurumu, okul sonrası gittiği dershane, etüt, spor tesisi, kültür merkezi gibi kurumlardaki acil durumlarda ulaşılması gereken kişilerle ilgili bilgileri güncel tutmaya özen gösterin.

 

Afet, Kriz ve Travmatik Olay

Sırasında  

 

Afetin türüne göre çocuğunuzun kendisini korumasını sağlayın. Kendisine yardım gelene kadar sel su baskınında yüksek yerlere çıkması, yangında kalın battaniyelere sarınarak balkon varsa oraya çıkması, depremde ise yere çökmesi ve masa gibi sağlam bir şeyin altına sığınması, kolu ile başını ve boynunu korumasını öğretin.

 

Afet, Kriz ve Travmatik Olay

Sonrasında

 

Çocukları dinleyin. Çocuğunuzu korku, endişe veya öfke duygularını ifade etmesi için özendirin.

 

Olabildiğince aktif bir dinleyici olun. Çocuğun konuşmasına ve kaygısını, düşüncelerini ve fikirlerini açıklamasına izin verin ve tüm dikkatiniz ile dinleyin.

 

Yargılamayın.

 

Dürüst olun ve yaşanan gerçekleri saptırmadan anlayacağı dilde bilgilendirin.

 

Yakın bir tarihte Türkiye ve Suriye’de yaşanan deprem sonrası gibi sözü edilen zorlayıcı durumlar yaşandığı zaman ebeveynler için öneriler

 

 

Endişelerini dinleyin ve neler olup bittiğiyle ilgili sorularına dürüst yanıtlar verin. Yanıtlarınızı aşırı karmaşık hale getirmeyin ve ayrıntıları yaşa uygun bir düzeyde vermeye çalışın. Daha fazla endişeye yol açabileceğinden, durumla ilgili sorularını yanıtlamaktan kaçınmayın, ancak gerçeklere bağlı kalın.

 

 

Çocuklarınız sizin duygusal tepkilerinize karşı duyarlı olacağından kendi stres ve kaygılarınızla başa çıkmaya çalışın.

 

Genel olarak kendimizi stresli hissettiğimizde, başkalarının stresli ve endişeli olduğunu fark etme olasılığımız daha düşük olur. Ancak zor zamanlarda özellikle 7 yaş altı çocuklardaki endişe belirtilerine dikkat etmek daha da önem kazanır.

 

Çocuklar bize endişelendiklerini veya bir şeyden etkilendiklerini gösteren işaretler verirler. Bunu, daha fazla ilgi ve sevgi talebi, daha fazla sarılma ve beden teması gereksinimi gibi davranışlarla gösterirler. Böyle durumlarda çocuğa sarılarak onun kalp atışlarının düşmesini, sakinleşmesini ve kaygısının azalmasını sağlayabilirsiniz. Bu pozitif temas ebeveyn olarak hem size hem de çocuğunuza iyi gelebilir.

 

 

Bağış toplama veya kaybı olan kişileri farklı şekillerde desteklemek için neler yapılabileceğini birlikte planlayın. Eğer çocuğunuzun sınıfına zorlu durumlar yaşamış bir öğrenci geliyorsa, çocuğunuza onu yargılamadan dinlemesini, duygularını tanımaya çalışmasını ve ilgi göstermesini önerebilirsiniz. Sınıfa yeni katılan çocuğa yeni arkadaşlık kurma ve dersleri konusunda yardım edebileceğini anlatabilirsiniz.

 

 

Çocuklar yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığı ile afet haberlerini aralıksız olarak takip ediyor olabilirler. Medyadan uzaklaştırmak için birlikte zaman geçirmeye çalışın. Farklı etkinliklere yönlendirin. Farklı medya mecralarında sahte/asılsız haberler olabileceği uyarısını yapın.

 

 

Kendi duygularınızı anlatın. Ne hissettiğinizi, neden böyle hissettiğinizi ve bu duygularla ilgili ne yapmayı planladığınızı söylemek yardımcı olabilir. Çocuğun yakın çevresindeki aile bireyleri ve arkadaşlarının da benzer duygular yaşıyor olabileceğini ancak birlikte güvende olmanın ve paylaşmanın önemini vurgulayın.

 

Duygularını ifade etmeleri için güvenli ortamlar yaratın. Çocuğunuza neler hissettiğini sorabilirsiniz. “Bence biraz endişelenmiş olabilirsin, öyle değil mi?” sorusu, çocuğunuzun sadece iyi olduğunu söyleyebileceği “İyi misin?” gibi açık sorular yerine duygularını paylaşması için daha iyi bir yol olabilir.

 

Çocuğunuza düzenli olarak duygular hakkında konuşmanın sorun olmadığını hatırlatın ve farklı türde duygular hakkında konuşarak bunu nasıl yapacaklarını gösterin – “Bugün kendimi gerçekten mutlu hissettim çünkü… ” veya “Bugün beni ne endişelendirdi biliyor musunuz…? ” gibi.

 

 

Süreç içerisinde çocuğunuzun eski rutinlerine dönmekte zorlandığını ve aşırı endişeli ve sıkıntılı hale geldiğini düşünüyorsanız uzmandan yardım almaktan çekinmeyin. Düşüncelerini paylaşabilmesi için akran buluşmalarını artırabilir ve severek yapabileceği etkinliklere yönlendirebilirsiniz.

 

Zor duygularla ‘baş edebilmek’ çocukların kazanması gereken ve ebeveynlerin de onları destekleyerek öğretmesi gereken bir beceridir. Afet, Kriz ve Travmatik olaylar yaşandığı zorlu dönemlerde endişe ve kaygı duymanın sorun olmadığı konusunda onlara güvence vermek gerekmektedir. Örneğin, “biraz endişeli göründüğünü görebiliyorum. Acaba yarın okula geri dönmekle ilgili mi?” sorusunu sorup onun duygularını açıkça ifade edebilmesi için cesaretlendirebilirsiniz. Hatta bu duyguları sizinle paylaştığı için ona bol bol övgü ve şefkat göstermek, rutinlerine hızlıca dönmesine yardımcı olacaktır. Size nasıl hissettiğini anlattığından memnun olduğunuzu ve bunun üstesinden birlikte geleceğinizi bilmesini sağlayın. Onu güçlendirin. Böylelikle dayanıklılık becerisini de kazanmasını sağlayabilirsiniz. Çocuğunuzun birçok olumlu etkileşim ve olumlu deneyim yaşamasını sağlamak, daha zor duyguları yönetmesine yardımcı olacaktır. Olumlu ifadeler kullanın ve duygularını gösterdiği için çocuğunuzu övün.

 

Ebeveyn olarak, sadece zorlu zamanlarda değil çocuklarınıza her zaman sevgi, destek ve cesaret sağlayın. Çocuklarınızın büyüdükçe değiştiğini ve sizinle olan iletişim ve gereksinimlerinin değiştiğini anlayın ve kabul edin. Ancak çocuklarınızın yaşlarına ve gelişimine göre uygun sınırlar ve kurallar koymayı unutmayın. Sevginizle boğmayın. Onların da haklarının olduğunu hatırlayın ve saygı gösterin. Yaşamın zorluklarıyla baş edebilecekleri konusunda çocuklarınıza güvenin.

 

Exit mobile version